0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
918
Okunma
hep o inatçı keyif yüzünde
arzu zade hanımefendi
taş bilir mi sertliğini
zamana ihanet eridiğini
günün cümbüşüyle açılan yaraya saydam anılar
dudaklar aralandıkça küçülen sevgi
konuşmaya devam et
büyüsün aşkın ahengi
yokmuşsun gibi davranıyorum ya
duygusuz gölgeler ve sen
ve sen şenlikli yaz akşamları
kara kış mı desem
hayır hayır
rüyalar beyaz ve sarı
gerçeği bu kadar küçültmek istemiyorum
yenildiğin bir oyundan vazgeçmek gibi
daha ilerisini görmek de varmış ama
mutlulukların sonu koyu karanlık
aniden oluveren şeylere tahammül etmen gerekmiyor
yaprağa yağmur fısıltısı gönderen rüzgar
bulutlarla öpüşmek istiyor zaten
artık vazgeçilebilir karasızlık
yüceden rücüya
akıveren sonsuzluk tadı
tükeniyor duygu salıncağında.