BEŞ.

Tanrı katındandır Türksel inan;
Sen en başta Türk’e inan!
Mütevazı ol, içinden geldiği için!
Sen, Türk’e inan ki, inancı al:
İnancını eline al,
Tut onu avuçlarının içinde,
İnancın kendisini!
Suudi ve Yahudi dediğin, tut ki
Birkaç bin yıllık;
Türk’ün hamuru Tengri
Milyarlarca yıllık erenle yoğrulu buğu çadırı
Olsa da, tut ki yetmiş bin yıllık.
Ha, şimdi söyle,
Neyi seçeceyik?
Soy’suzlardan kırma ve soysuz,
Arsız toplama dövletleri mi?
Yoksa he mi? kendi
Özünü mü istersin!

Yeniden yılbaşı!
Çerçevede tabloda
Fıkratçılar tir tir! iki çok tanrılı, geliyor...
Puduhepa ve bir de Tanrı Dağı’ndan
Kadın sevmeyen öldüren atında Hatun Tomris!
Öyle bir kar yağsın ki şöyle,
Ama balkondan bakmayacağım
Ana caddeye!
Atlayacağım yağacak
Lapa lapa karın içine!
Cuma mealen gibi
İçkiden sarhoş olup.
Karşı pasaj camiinden,
Kaldırıma neyse ya değin
Bir de sokaklara yayık
Gevişçil hamak mümessilleri
Ezmemek üzeree, yürümek bir hüner!
Sıyırmak gibi varı mı,
Nereseyse bir yıllık bir rejimin ardı sıra?
Bir kasa Efes Pilsen’i
Kulaksar Camii’nin içine taşıyıp
Sabaha sızmak en güzeli!
Sonuç olarak barış bu.
Alıp elime o güvendiğin beyzbol sopası kapıp
Çember sakallı
At hırsızı gözetiminde tavuk hırsızı
Palalılar kovalamış
Olmayacağım ki!