Toplanmış yedi düvel bir araya
Anzak, İngiliz, en son biritanya
Elleri, gözleri kan, ağızları salya
Güverteleri dolu dolu batarya

Konya, Ankara, Erzurumdan
Şırnak, Giresun, Muş, Van’dan
Gelmiş, kınalı kuzulardan

Agamemnon, Elizabeth başkaları
Dizmişler açık denize açları
Batının, bayraklarında haçları
İstanbul’a kısadan varmak amaçları

Karşı kıyıda Conkbayırı, Gelibolu
Koşup geldikleri yer Anadolu
Kiminin bacağı eksik kiminin kolu
Şahadet, başka yok kurtuluşun yolu

Çanakkale gündüze hasret kalmış
Mevzileri kan kokusu baruta sarmış
Yağmur sanma, gökyüzünü gülle sarmış
Yarab, erenleri imdada salmış

Kan akmakta yamaçlardaki dereler
Kızıla boyanmış ötedeki sahiller
Koyun koyuna düşmüş kıyıda şehitler
Sağnak sağnak yağmakta koca gülleler

Gün gelmese diye duada diller
Karanlıkta döşenecek mayınlar
Kıyamet kopmakta, inlerken denizler
Birer birer suya gömülürken gemiler

Ön siperde Mustafa Kemaller
Son mermi takılsın süngüler
Savaşmak için değil ölmeye geldiler
Vatan uğruna şahadet şerbeti içtiler

Yunan, İngiliz, İtalyan bir de Anzak
Denizden gördüler Çanakkale’yi ancak
Geçilmez bent oldu al sancak
Yıllar sonra turist olup geldiler ancak

Denizle karanın birleştiği yer mi?
Türk’ün gücünün tanındığı yer mi?
Geçilmez Çanakkale yağsa da mermi
Bu milleti yeryüzünde bir güç böler mi?