Bayır-Bucak Türkmenleri

Türkmen Dağı,
Türkmen Dağı,
Alperenler otağında,
Ateş tütmez ocağında.
Zalimlerin kucağında,
Garip kalmış Türkmen Dağı.

Türkmen Dağı çevresinde,
Bayır Bucak bölgesinde,
En şiddetli evresinde,
Azmanlaşmış hevesiyle,
Yaşanmakta vahşet çağı.

Öldürürken katil rejim,
Destek veren İran ve Çin,
Susar dünya acep niçin?
Bilmem hangi hesap için,
Vurur beni Rus uçağı.

Beşer Esed yandaşları,
Katliamdan kandaşları,
Siyon dostu candaşları,
Çizmek için sınırları,
Kurdu bize bu tuzağı.

Seslenirim duyanım yok,
Bana destek olanım yok,
Hallerimi soranım yok,
Hani bizler kardeş idik,
Unuttun mu sen bu bağı?
…………
Duy sesimi Anadolu,
Ecdadımın necip kolu,
Her bir yanın hain dolu,
Gaflet üzre olma sakın,
Kollayasın sağı solu.

Son yaşanan üç-beş sene,
Neler oldu düşünsene?
İçindeki bir besleme,
Uyup da o şer güçlere,
Nasıl çıktı gün yüzüne?

MİT tırları durdurdular,
Senaryolar uydurdular,
Nice tuzak kurdurdular,
Güvenip de mihraklara,
Pervasızca kudurdular.

Ondan önce diğerleri,
Yüzlerinde maskeleri,
Yaktı yıktı şehirleri.
Gafillere kalsa güya,
Yeşillikti tek dertleri.

Bölücüsü öte yandan,
Emir alıp İmralı’dan,
Beslendiler akan kandan.
Barış diye algı için,
Saz çaldılar, hep yalandan.

Anadolu’m silkin hele,
Gör hesabı ilkin hele.
Düşünsene bu kin niye?
Gir inine, vur şunları,
Herkes haddin bilsin diye,

Seni özler Bayır-Bucak,
Açman için bize kucak.
Ama bunun için ancak,
Kalk ayağa, kalk ki hele,
Kaçsın düşman köşe bucak.
….
Bayır-Bucak Türkmen boyu,
Oğuzlardan gelir soyu,
Oku hele, tarih boyu,
Döne döne dövüşmüştür,
Toplanınca savaş toyu.

Yaşadığım ulu dağlar,
Eteğinde yeşil bağlar,
Irmakları akar, çağlar.
Kardaşların buralarda,
Yardımına umut bağlar.

Sen ki bizim başımızsın,
Ekmeğimiz, aşımızsın,
Yaslanılan taşımızsın.
Bilmekteyiz asırlarca,
Az mı bizi taşımızsın!

Feryat dolu benim sözüm,
Kanla dolu iki gözüm,
Yardım diye yanar özüm.
Ey Türkiye’m bu halime,
Bulmalısın mutlak çözüm,