29
Yorum
51
Beğeni
0,0
Puan
4220
Okunma


ÜZDÜLER BENİ ANNE!
Kanadı kırık bendim; diyemedim "Bana ne!"
Târûmâr gönül bendim; üzdüler beni anne!
*
"Yarın bayram!" Dediler; kanadı yine yaram
Henüz daha sarmadan ateşlere saldılar
"Yarın bayram!" Dediler; mutluluk bana haram
Yine gün ağarmadan güneşimi çaldılar...
Acıyan can kırığım; durmuyor kanı anne.
Dinmiyor hıçkırığım; tesellin hani anne?
...
.
Bir başka alevli, yakıcı bu har
Keder ile dolmuş gönül küfesi
Pılı-pırtısını toplamış bahar
Vakit; vakt-i hazan; "son" arefesi...
Mutluluk yerine gözde yaş mûkim
Huzur Evlerine! yalnızlık hakim.
Kırılmış bahara kurulu çarkı
Cem olmuş cemreler en namert kışta
Kalmamış ölümle yaşamın farkı
Ecele çağrı var her yakarışta...
Böyle takdir etmiş "kimsesize Kim"
Huzur Evlerine! yalnızlık hakim.
Sükûtun ardına saklanmış sitem
Nesneler önemsiz, özneler "ben"siz
Lokmalar ağudan, katıklar matem
İnsan: Canlı ceset! Tek fark; kefensiz...
Kan dahi damarda donmuş nitekim
Huzur Evlerine! yalnızlık hakim.
Soğuk duvarlarda hüzün lekesi
Hayaller harâbe, umutlar kırık
Dumura uğramış us melekesi
Elde kalan bir tek "sessiz hıçkırık"...
Nefes almak dahi, zor; ağır-çekim
Huzur Evlerine! yalnızlık hakim.
Can bedene külfet, her adım dize
Fersiz kalmış serde yaslı didesi
İlaç kâr etmiyor yanan genize
Elem ile dolmuş bahtın badesi
Bağrını açmış sin, neylesin hekim
Huzur Evlerine! yalnızlık hakim.
Muhatap ararken her "niçin?", "neden?"
Gözlerde "özlem"in son dilekçesi
Güneşi buz tutmuş sayısız beden
Sanki "Aşiyan’ın" arka bahçesi...
Kim bilir, belki de son Eylül, Ekim
Huzur Evlerine! yalnızlık hakim.
Mecit AKTÜRK
ANKARA - Yirmidörteylülikibinonbeş