5
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
1736
Okunma

Hiç okunmadan yırtılıp atılmış
Mektuplar gibiyim
Yada çekmecede unutulmuş bir fotoğraf
Penceremin önünde alelade bakınırken
Gözlerim limandan ayrılan vapurların
Dumanına ve etrafındaki martılara dalıyor
Hüznü kalbimin en derin noktasında hissediyorum
Bütün saatleri geri almak istiyorum
Gülüsün düşerken gözlerime
Adın yankılanıyor kulaklarımda
Defalarca soruyorum kendi kendime
Kim din sen neydin ?
Beni böyle derinden etkileyen
Dolunaylı bir gecede yıldız mı?
Günümü aydınlatan güneş mi?
Sevinçlerim misin?
Hüzünlerim mi?
Yoksa kapanmayan bir gönül yarası mısın?
Bir akşam sevdiğim eski bir şarkı
Çalsa radyoda
Yağmur yağsa ıslatsa sokağımı
İşte o an adını ansam
Gelip ellerine dolayıp saçlarımı
Alnımdan öper misin?
Az önce bir gül bahçesi düşledim
Bahçede sarıldım sana
Kokunu çektim defalarca içime
Sesini duydum
Gözlerine baktım uzun uzun
Sensizliğin canımı ne kadar yaktığını anladım
Sende anlasan
Dönsen ve bir daha gitmesen
Hiç konuşmadan otursak el ele
Gözlerimiz anlatsa özlemimizi
Zaman teselli eder mi bizi
Vuslat gelmiyorsa bunca özlemin ardından
Uykusuz geçecekse geceler
Kapanmıyorsa açılan yaralar
Zaman ilaç derler ya büyük bir yalan
Tutulmamış sözlerin ertesindeyim şimdi
Soğuktan değilde sensizlikten üşüyor ellerim
Anlasana
Tükeniyor nefesim ölüyor yüreğim
Anıları peşinde sürüklese de ayrılık
Ayrılıkta ölüm kadar acı değil mi ?
Hacer Erkek