38
Yorum
65
Beğeni
0,0
Puan
2027
Okunma

gittiğimiz yol yol değil...
kör kütük olunca duyguların hepten kayıp sayarlar
ki kaybolduğundan jurnal dahi olmaz
kalınır kanatsız gök kuşağın da
seyran olup da eğleş-irsin sonsuzlukta
neye niçin neden ve nasıl düştüğünü bilinmeyen
dipsiz bir kuyuda gibidir
zihnin de aniden panik bir manyak belirir
geçmiş ve gelecek işte o anda
seni köz içinde kor da gider
vardığın yer son uğrak’sa az biraz bekle der
belalıdır o kuyuya düşen yağmurlar
heyhat edemez insan düşer üstüne bin bir bilinmeyen
geçmiş ve gelecek kaybolur
iç nefes boğulur
el ve ayak da tutmaz olur
zihin karmakarışıktır hemen de dağılır
mecalsiz yolu ve izi kayıp bir yaradır iyi düşünemeyen
ne desen de boş o davul ve zurna nasılsa
tarafım da hiç yok bir mazeret bel bağlamaya
nedenini de bana hiç sorma
nasıl olsa karar anı bir nihaidir belki de bir intihar
oysa yaşam senden daha çok şey bekler
az biraz us mesela
her haliyle oda var bu hayatta
hükmün muhkem adaletine sığınmak varken
Basiretten daha fazlasını neden bekler ki insan
hiç sordun mu ki ona sen
hep dolap beygiri gibi daima dönerse aynı yerde
ne yapsan da nafile
görüp göreceğimiz gönül dolusu sevgi iken
az bir el tutuşu
az bir tebessüm
a
z
be.. be.. be.. be..
birazcık bir dostluk
az bir birkaç da güzel söz
az bir hoş ve mutlu arkadaşlık
veya bir hoş sedayı bırakmak varken Esma’ya
az bir din iman
az bir ar ve edep yahu
tüm bunlar çok zor değil herhalde
oysa toprağında otlandığın yere tükürme dendi sana
özüne yaptığın bunca eziyet
çok daha da zor olsa gerek aslından
hiç bir çözümün yok senin anlaşılan
kolayı var bırak da pes et
işte o zaman barış güvercinlerini vur da gitsin
veya zeytin dallarını gömü veresin
derin mi derin bir toprağa
bak o anda sen göreceğini göreceksin
bir anda mutlak kesilecektir milyonlarca insan nefesin…
(11.11.2015) AZAP…