0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
827
Okunma
Yaz dinlenirken Eylül’ün koynunda
bir köşeye sinmiştim
yalnızlığın gözlerinin içine bakarak
yine bir mevsim uğurluyordum sensiz
dudağımın kenarında
ıslak ve unutulmuş isimleri bekletiyordum
mazimden kalan
bir konuşsam intihar edeceklerdi içimde
hepsi birer birer
nereye gidersem gideyim
ve ne yalan söyleyeyim
sanki sonbaharın sarısına her adımımda
bir çift çiğ tanesi gizleniyordu gözlerimde
sana gelirken
Ağustos başak tanesi Eylül’e üşüyerek sarılıyordu
elimde beyaz bir hüzün
bir gönül macerasından kalan
Ekim’in tüm çıplaklığına aldırmadan
yorgun bir kışın başlangıcına el sallıyordum
ve sırtımı ’ kendine iyi bak ’lara dönerken
yalanlara susmalarıma
Nisan öfkeden kuduruyordu
sırtımın kanamasını
bu yüzden yağmurlar bile dindiremiyordu
onun için belkide bu şehre
yağmurlar bir başka yağıyordu
Yaz dinlenirken Eylül’ün koynunda
vakit tamamdı sanki
ve ben yalnızlığımın kozasından
anca çıkarıyordum başımı
sen ise bir incir yaprağındaki tırtıl gibiydin
hiçbir şeyden habersiz
hayata aynı nefesi üflüyorduk ama
uçmasını bir türlü beceremiyorduk işte
ne istiyorum biliyormusun ?
bir gün ellerimiz kavuştuğunda
kelebeğin kanatlarındaki tüm renklerin tozunu
yüreğimize serpelim
ve bir şans daha verelim ikinci bahara
yorgun Yazları Eylül’e emanet etmeden
içine bir günlük sevmeleri değil
mahşeri kalabalık zamanı sığdıralım
gündüzlerin vedası kahretmeden içimizi
belki bir incir yaprağından
birlikte uçarız sabaha
taze bir baharın kekik kokularında
gencecik akşamlar çökmeden üzerimize
Ayhan’ca Cümleler
Ayhan Akdeniz
5.0
100% (3)