1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1742
Okunma

Semada telaşa sarılıydı martı
Azat oluyordu bir karartı
Gün ah yaktı, gece yıldız
Rüyadan uyandı bir kız
Tüle değen tenle sızdı ışık
Dudağına kondu parmağı
Dünü yâd etti, örttü şafağı
Dört duvar kıskacı, karanlık...
Eşiğine bastı bahanenin
Gönlüne çalınıyordu nice ilham
Günahtan yadigâr ah, enin
Ecinni gevelemesi nice ahkâm
’’ Duvarlara sükût kırbacını savurdu, gözyaşlarıydı mümtaz yurdu, sardı sarıştırdı mahremini, zaman denen örtüyü örttü, indirdi kolunu kapının, uzandı koridora ürkekçe başı, çaresiz kimselerindi bu yol, önünden gidiyordu naaşı. ’’
Ölesiye geçti sokakları
Soluğu zoraki döküldü
Ardına baktı yarı yarı
Kimsesiz, kapıya yürüdü
Çığlıkla döndü anahtar
Aceleyle koşuştu içeri
Yatalak halde, bir kemik bir deri
Çare bekliyor ihtiyar
Boynuna sarıldı o diri gölgenin
‘’ Hepsi geçecek, iyileşeceksin’’
Derken Gün’e eyvah çekti martı
Yeniden hapsoldu o zelil karartı…
5.0
100% (1)