hele ki sen bir şıp diye düşmeye göresin
o ruhsuzlaşmanın Alicengiz oyununa
onlar ki sokulu veriyorlarsa yanı başına
mutlaka ki art niyetli bir şeylerin peşindedirler
şuurlu ve şuursuzca koşarken garip insanlar
o züppelerin kurşunlarına hat çizerler
elini tutunca kolunu da koparıp da alıverirler

hep meçhule kıvrak menzillidir
kahpelerin üzerimizde ki hayalleri
olanların tüm zamanlarını alırlar avuçlarına
olmayanı da emellerine o anda zincirlemek isterler
bir armut gibi düşürürken tek tek Müslümanları
mutlaka bir Çıfıt oyunu ile desteklenmektedirler
hin oğlu hin oyunlarıyla
illa ki de vardır bir lanet haçlının ellerinde elleri

beri de oluk gibi akarken emekler ve terler
haydan huydan tüm gelenleri
o dönmeler toplayıp da yutarlar daima
has Müslim sadece müstesna sevgilerle
kuru da olsa şükürlü bir ekmek ister
bazen de bir berrak su gibi akar deryaya
her an bir teslimiyettedir hak ve hakikat yolunda
olumlu olumsuz ne varsa her an
silinir de gider zihinden
ama …
yine de şuraya kazın bir kabir hemen
bir insanı daha düşürdüler toprağa şu anda

salınırlar tüm güç bende edasıyla
oysa ki aslıda-çakması da her an gayri meçhul
yüreğimiz ağzımız da
bir müphem de gömülüyoruz sefer tasıyla

zebani ise ha bire küflü limonları sıkar
geçmişimize
ve de tüm geleceğimize

isimi cismi de olmayan kabirle doldu ya tüm dünya
onların daha bir kirpiğinin ucu bile doymadı
hunharca her şeyimizi isteyip de deliriyorlar
sulanıp duruyorlar kıpkızıl aç gözlülükleri ile
canımıza ve tüm malımıza da
namusumuz ve bu mukaddes toprağımıza da

siz biz ve o şu bu hep horul horul uyuruz ya
onların tüm akıl ve fikirleri hep kan ve “fun” da
bak işte anında kestiler soluğunuzu
nifak ve fitne hepten kudurup da duruyor
eh bu zor halimizde de madem ki olmuyor
bu durumumuz hiçbir kimsenin de umurunda
sizde indiriverin bayrağınızı
ve göz ile başlarınızı yere iblis-i sultanlar geliyor…




(27.10.2015) AZAP…