Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
İbrahim Çelikli.
İbrahim Çelikli.

Tırtar / Kaydırma

Yorum

Tırtar / Kaydırma

( 7 kişi )

7

Yorum

12

Beğeni

5,0

Puan

1509

Okunma

Tırtar / Kaydırma

Tırtar / Kaydırma















Ayazmana

Senget dediniz de;
zamanın valisi Senged’i zeyarete ğelmiş
bilirsiniz; Sengetliler de bireş milliyetçidirler
memleket lafı geşmeye ğörsün
Senget’de kuşun südü bulunur
anka guşu öter,
tubâ ağacı etişir
ta öyle müsdesna bi yer

ilim-irfan denilmeye görsün
Senged ulamaya garkolur
yatır, tekke, türbe
ermiş, veli, dede
ne arasan bulunur

laf sırası gelinceee
Üseyin Ağa da, arzetmiş durumu
"-efendim bizim yokarda bi suyumuz var”
başlamış annatmaya; şöyle soylu, böyle boylu
gaya(e) Ayazmanaya yol yapdırmag za(h)ar
ya da Senged’e getirmeg suyu

vali bey de haralda gurnazın teki olmalı
vermiş eline desdiyi
"-doldur gel bakalım hunu
nasılmış bakalım bu su
baya marag ettim ben de Ayazmanayı
doldur getir de içelim bi"
deyoru

















Senget’li dırmana dursun yokuş-yokara
bi Yassörenli ergen deşiriyomuş
geleni tanıyınca
"-Üsiyin a hayrola" diye sormuş
Senget’li hayıflanmış
"-sorma arkıdeş”
“-bi müşgül varsa ben de geleyin”
..
“-har soluğa galmışsın
hele enkire bi gon ”

Üseyin ağa birez dinelmiş
soluk-soluğa durumu arzetmiş
“-sorma arkıdeş,

Senget de bi bok yedim

Ayazmanaya

a(ğ)zımı
yumaya gediyon"
demiş




























Gulan

“-Yassıören’de de Delibunar varımış
gayanın altından bel gibi su harlarımış
Yassörenlilerin bağı-ba(h)çası ordan sulanırımış
bi ğarı-ğoca saba(h)leyin bağa gedeceklerimiş

garısı "herif bö(y)le olmayo" demiş
adam ters ters bakmış
garı dıngıldamaya devam etmiş
"-bu erkeg eşşe(ği) satalım
bi gancık eşşeg alalım
bahara o gulan da gunnar
sen anasına binersin, ben de sıpasına
varı-geliriz Delibunar’a"
demeye galmamış adam enivimiş eşşegden
ordan bi tokuç geçirivimiş eline
vermiş endirmiş sırtına
yermin-yememin
"-in avradını .iktimin garısı
sıpanın belini gırdın" deye”

“-ee arkadaş adam haksız mı
sen daha erkeg eşşe satdın mı
ba(ğ)layagodun ahıra gancığı
üsdüne üs(t)lük bi de gunnatdırıvı
yetmedi bi de dut sıpasına bin
ol(a)ca(ğ) bu
sırtına tokucu yersin
anandan evvel ahıra girme
güpe girmeden turşu olma
dereyi görmeden paça sıvama

önşe bi düşün,
düşün-daşın
boktur işin
hiç eşşek alını mı gışın
üsdelik parası peşin

hani ne derler
görmemişin o(ğ)lu olmuş
dalını budağını yolmuş





Tahsin

Senget dedinde;
bi mendis ağabeymiz varıdı da
o annadıvıdıydı
bunnar Afıyon da okuyokana
o zamannar vekilimiş Tahsin Tola
operloya bi ünnetdiriyoku
“-dışarıda okuyan ne ğadar talebe varısa
şabıcak
belediye sinemasına ğelsin
vekil bayramlaşacak”

bunar akışıp varıyollar
ne ğadar dışda okuyan talebe varısa
üçyüz küsür gişi
sinama zınga zınk dolu
Tahsin Bey kürsüye çıkıyoru

“-len o(ğ)lum ne olacak bu memleketin hali len”
herkeş birbirinin yüzüne bakıyoru
ne varımış ki memleketin halinde
..
“-siz hepiciğiniz emme Afıyondakı
emme Angaradakı emme İsdambol dakı
Senget yurtlarında galmayonuz mu
bunnar hep bir ağızdan
“-eveet (galıyoz)” deyollar

emme kendi bobanız
emme başgasının bobası
sırtına alıp da ekmeğiniz
bi Sengetli getirmeyo mu
bunnar gene “-evet (getiriyo sağolsunlar)”
deye ba(ğ)ıyollar
ülen deyoru “ondan sonura da gediyonuz
yediğiniz -top ekmeği- unuduyonuz
başka yerden evleniyonuz

Sengedin gızları evde galıyoru do(ğ)ru mu
“-dooru-eveet(galıyoru)” deyollar
“-bunarın arasında halı dokuyup da size harşlık yollayan
sizin ablanız, gızgardaşlarınız yok muu”
herkeş birbirinin yüzüne bakıyoru mal gibi
“evde galmış gız gardaşınız yok mu?”
hep bier ağzıdan
“-vaarr” deyollar
“-o zaman herkeş ayağa gaksın” deyoru
elbirlik aya(ğa) gakıyollar hepiciği
“-hinci ben ne dersem
tekrallayacanız”

“-ben bi Senget evladı olalak!”
“ben bi Senget evladı olalaak”
“-bi mezburiyet hasıl olmadıkçana!”
“bi mezburiyet hasıl olmadıkçanaaa”
tekrallayollar, hep bi ağızdan
“-gelip Senketden evlenecen!”
“gelip Senketden evleneceeeen”
deye yemin verdiriyo bunnara
sonura bakıyolları kı
hakkatdan Sengedin gızları
böyle böyle evde galmışlar
sağda solda müdür olannar file de
Sengedin gızlarına fırsant veriyollar

onnarın gızlarından da okuyan,
öretmen, hemşire çıkan
oldukça var,
olcak ya gari gün gelmiş,
yemin etmiş o genşler
unutmamışlar etdikleri yemini
ekmeğini eline alan gelmiş
Sengetden evlenmiş
bu memet abi de tabi,
o yüzden
memliketinden evlendiydi

























hinci bizim köyden de
mamir çıkıp
gedip şerden evlenenner var
yok mu
………
gelip de köyden bi gız gurtarsalar
emme ben kime ne deyen hinci
yemin etdircek Tahsin Tola
yok ku”

“-emme etdin bizim gızlar da
şeere varıp duruyollar ya”

“ulen hey arkadaş
dışı seni yakar, demiş içi beni..
“dışından baktım yemyeşil türbe
içine girdiydim estağfir töbe” demiş
şeer yerinde ona gız veren ossaydı
gala gala senin köyüne mi galdıydı

“isanın neresi acıyosa
canı ordadır
dişi arıyan adama
gabızlığı annadamassın
Topal Melit de
Mamaşın neye gabaralı fotin keydiğini marağ etmez
“tavıkgötü”nü gale almaz”,

“-bi senel böyle
Sışdı Sülemen “anasının lafını dinnemeyo
gardaşını döğüyo” deye
haralda gorkutmağ uçu tüfek dutmuş Melide
tetiğe basıyo
şeytan doldurmuş tüfe(ği)
çocuğun baca(ğı)nı kesmişler dee
bi laylom ayak dakıvımışlar
o da onu keyemeyince
kimidi biri ağaşdan ayak düzüvümüş..
onunan geldi geşdi”

“-emme doğru, emme yannış
herkeş gediğinde sağ olsun”
Allah hiş bi gulunu tek yaratmamış
herkes nasibini alsın
herkeş münasibini bulsun”
“-ne deyelim”
“-nasip”
“-nasip varısa da
birezcik de galgımacık var”
“-dooruu, doru valla”

“-amma bi de söz temsili
bi çobanın oğlu gelse de
falan ağanın gızını isdese
gapısındakı yanaşmanın
o(ğ)luna gız verir mi
kendine münasip görü(r) mü,

aslından asaletinden
dem vuru(r)
öyle değil mi”
“okuyunca,
ekme(ği)ni eline alınca
devlete götünü dayayınca
Alamana gedince”
demek ki asalete gerek galmayoru
“dooruu”
“doru”



DİPNOT
Senirkent
Ayazmana: suyu soğuk pınar, (ayazma: (Yun.)kutsal su
zaar / zahır / zahir : işin gerçeği, işin içyüzü, asıl amaç, asıl niyet, realite, esas, asıl, amaç
baya: oldukça fazla, gerçekten, hakikate
ergen: kızılcık
konmak: durup beklemek, dinlenme amaçlı yükü indirmek
harlamak: fışkırırmış
dıngıldamak: söylenip durmak
gancık / kancık: dişi, genelde köpeğin sişisine kancık denir.
Gancık; güvenilmez kişi, ikiyüzlü,
gulan: eşek, merkep
kunlamak: doğurmak
tokuç : tokaç, ağaç çamaşır tokmağı
şabıcak/çabıcak/şabık/çabık: çabuk, alel acele
 eski Köy Hizmetleri il müdürlerinden Mehmet Mert
galgımak/kalgımak: çabalamak, itiraz etmek, üst ayağa kalkmak, hareket, zıplamak

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (7)

5.0

100% (7)

Tırtar / kaydırma Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Tırtar / kaydırma şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Tırtar / Kaydırma şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
KaanBerat
KaanBerat, @kaanberat
26.10.2015 00:55:50
5 puan verdi
tebrikler...
VAZO
VAZO, @vazo
20.10.2015 10:20:46
5 puan verdi
“ulen hey arkadaş
dışı seni yakar, demiş içi beni..
“dışından baktım yemyeşil türbe
içine girdiydim estağfir töbe” demiş

//Melih Cevdet’e sormuşlar ‘evlilik nedir’ diye. Eskiden demiş, kız tarafının ve oğlan tarafının ailesi biraraya gelir, yeni çiftin kuracağı yuva için beraber hazırlık yapılır, beraberce yeni ev düzülürdü. Tabi o zamanlar evler genelde bahçe içinde müstakil evlerdi. O yüzden buna ‘evlenmek’ denirdi. Şimdi ise yeni evliler apartman dairelerinde yani katlarda oturuyorlar, bu yüzden artık evlilik ‘katlanmaktır’ demiş.’//
Eskiden de evlilikler şimdiki zaman gibiydi sadece su yüzüne çıkmıyordu boşanmak eskiden büyük suç büyük bir olay gibi göründüğünde insanlar her şeyi yutmayı tercih ediyordu ve boşanmak yerine yaşamayı tercih ediyordu. O zaman da ki kadınlar dayakta yese zulümde görse boşanma gibi bir lüksü olamıyordu.
Şimdiki zamanda ise çalışan kadınlar ayakları üzerinde durabildiği için olmuyorsa yapamıyorsa boşanıyor. Çalışmayanlar içinse boşanan zulüm gören kadınlar için sığınma evleri olduğundan bunu çekmiyor ve boşanmayı tercih ediyor. Mantıksız ve sevgisiz bir evlilik evcilik oyunundan başka bir şey değildir.Ömür boyu oynar dururlar
artık.Sevmediğin ve mantığına hiç uymayan bir evlilikle mutlu olunabilinir mi.? Evlilik bu kadar basit mi.? Köyde yaşayıp hiç şehire uğramamış biriyle evlilik olursa o kişiden beklenti de ona göre olmalı.Yapabileceğinden fazlasını
beklemek huzursuzluk ve mutsuzluk kaynağı olur.Zaman,devir,çağ,insan değiştiği için,eski insanlar için köylü geleneğinden sebep evlilik sıradan bir olaydı,çoğunluğu çoğalmak için evlenmiştir.Yeni dönem insanları artık bağımsız ve özgür yaşama hırsı ile ya evlilikler kısa sürüyor ,ya da evliliğe sıcak bakması için sevgisi ve maddiyatı
kuvvetli olmalıdır.Herkes güvenilir,iyi anlayışlı v.s. eş arar,kendisininde bu kriterlere sahip olduğunu düşünür.Hep bir arayış ve şükürsüzlük hep daha iyisine ulaşma isteği bu ne yaman çelişki.Yap boz değil ki,bozarsan bir daha
yapamazsın,onaramazsın.Yöresel şiveli anlatımla verilen yaşamın gerçek yüzü şiirinize tebriklerimle.Saygıyla.




glenay
glenay, @glenay
19.10.2015 23:04:03
5 puan verdi
Geçenlerde otobüste daha ben yerimi bulmadan
kardeşimin arkadaşı, benim de az çok tanıdığım biri
-gel abla yanıma otur, sen benim bacımsın dedi.
Konuşurken karısından boşandığını, karısının Kızılcahamam'lı
olduğunu"aslında babamın kök de Kızılcahamam'lıdır."
Kızılcahamam kızlarının iyi olmadığını, Çubuğumuzun kızları gibi
olmadığını söyledi. Benim dedem de Kızılcahamam'lı demedim.

Herkesin memleketlisiyle evlenmesi mümkün olmuyor.
Şiirde de öyle olmuş anlaşılan.

Uzattım.
Yine güzel bir anlatımdı, yöresel şivenin ustaca kullanımıyla.

tebrikler kardeşim,

selamlar..
Işık  Mehmetali
Işık Mehmetali, @isikmehmetali
19.10.2015 21:54:34
5 puan verdi
Bayılıyorum yöresel şiirlere teşekkürler usta.............
Kalemin susmasın
............................Saygılar selamlar
mehmetmacit
mehmetmacit, @mehmetmacit
19.10.2015 19:59:20
5 puan verdi
para olunca adamın geçmişi sorulur mu? hele bu devirde.
millet para için kaç takla atıyor.
Bizim bir öğretmenimiz vardı. Onun hocası da Köy enstitüsünde öğretmen. Çocuklara evlenecekleri zaman mutlaka köyden kız alarak hiç olmazsa onları fakirlikten kurtarın diye tembih edermiş ve çok öğrenci göreve başlayınca bu nasihatları tutmuş.
Öğretmenliğin kutsallığı ve amacı eskiden çok daha anlamlıydı. Şimdilerde sadece maaş almak, işsiz kalmamak için öğretmen olunuyor.
İşte bizim insana verdiğimiz değer. Kaleminize sağlık
Celil ÇINKIR
Celil ÇINKIR, @celilcinkir
19.10.2015 19:36:17
5 puan verdi
en sürükleyici ve heyecanlı bölüm buydu sanki bu seride.

ESKİLERİN ESKİMEYEN MUMYALANMIŞ BİR SÖZÜ VAR

OBADAN KIZ ALMAK KALAYLI TASTAN SU İÇMEYE BENZERMİŞ

LAKİN OBA ÇİFT ANLAMLI OLDUĞUN İÇİN BU NASİHAT TERS UYGULANIR OLMUŞ

OBA: TÜRKMEN (YÖRÜKAN) TOPLUM İÇERİSİNDE AŞİRETİ OLUŞTURAN ALT UNSURDUR. ÖRNEĞİN TORUN KÖYÜ ÇAVUŞLU OBASI GİBİ. TORUN AVŞAR BOYUNUN BİR ALT KOLU. ÇAVUŞLU DA ONUN ALT KOLU.

OBA: YABANCI, EL MANASINDADIR.

YAZINIZ BANA İLK ANDA BU SÖZÜ ÇAĞRIŞTIRDI. SANKİ HAKLILIK PAYI VAR GİBİ

SELAM EDİYOR ELLERİNİZDEN ÖPÜYORUM HOCAM

YAZMAYA DEVAM İNŞALLAH
Kederli
Kederli, @kederli
19.10.2015 19:27:18
Bre dezzoolu garnımın edlerimi aaarıdı sızıladı valla güliimmi okiimmi derken. Gırıldım gırıldım. Telef oldum geddi dinime imanıöa. Anam avradım ossun yalanım varısa. Durele dur bisefer gene okiim....

Bu kadar da olur mu be arkadaş....
Benden bir ''Nobel Edebiyat Şİve Ödülü'' sana ana sütü gibi helal olsun.
Diyecek sözüm kalmadı velhasıl...

Saygı ve selamlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL