6
Yorum
27
Beğeni
0,0
Puan
1637
Okunma
bazen yol olup zamana uzanmak ister insan
bazen de su olup denize
boyun eğmişliğinden değildir bakması yere
üstü çiçeksiz mezarlara
örtü olası gelir bazen
indirip bakışlarını öylece
eşi kaybolmuş
yalnız bir ayakkabı kadar çaresiz
vurur sahile bazen
bedensiz kalmış çıplak giysiler tutar ellerinden
bazen de çığlığını duyar
omuzdan azade bir çantanın
kocamandır ağzı
hani korkuları vardır ya insanın
cesaretini kamçılayan
bir de umutsuzlukları
dibe çektikçe umudu hatırlatan
göğün perdesini aralayan bir kış nefesi gibidir
akyarlarda suya düşen hayatlar
geçmez dediğin neler geçti diye
bir dalgadan öbürüne
fısıldaşır dururlar
dingin bir gölde
ay ışığı gölgelerini incitmekten korkar gibi
çekin kürekleri şimdi
biliyorum her şey eksik biraz
biraz yarım
aşındırdı zamanla beni
zamanla alışırım sandıklarım
bir ölüm sessizliğidir artık
dökülen ağaçlardan biliyorum
ve bir yaşam hevesidir
savunduğu
aksi suya vuran sandalın
hicran aydın akçakaya