Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
İbrahim Çelikli.
İbrahim Çelikli.

Orta Okul Anıları / Çınar

Yorum

Orta Okul Anıları / Çınar

( 9 kişi )

6

Yorum

12

Beğeni

5,0

Puan

2023

Okunma

Orta Okul Anıları / Çınar

Orta Okul Anıları / Çınar



Küçük Çınar

Hacı Hafızoğlu’nun hacılıkla-hafızlıkla
filan alakası yoktu
Mesellioğlu’nun bütün meselesi para,
Çınar sinemasının da sahibiydi aslında
İnşaat, yap-sat caba
tüpgaz, inşaat, bakkaliye ve beyaz eşya
ne ararsan onda bulunurdu
çatapat, sinek ilacı, gülyağı, gül kremi, gülsuyu
envayı çeşit kolonya,
önce damacananın tepesine fısfısla pompalar
sonra şişeye doldururdu
her marka radyo, plak, telefon makinesi,
Sen-Sun gazoz imali Yılmaz Erdoğan’da
ama kendisi de arar bulamazdı öyle istenilen her şeyi
sanki her şeyi ondan almak zorunda sanırdı milleti,

kız sesli, iri-yarı ve şişman
“Tatlıcıların Şemşittin’in Lokantası"nda
illa taskebabı yenirdi,
mermer tablalı masalarda
arkasından kaymaklı kadayıf
minicik yayvan metal tabaklarda,
ekmek arası ciğer, köfte, kıyma
hal içinde Vedat Usta ile
Kazım Duran’da

Bakkal Ramazan
"-sana şu olur" diye güya ikram etmekte
malının kalitesini her daim methetmekte
Ali Bakkal arada sıkışıp kalmış
Abdullah Kocabaş köşede ama her şeyden bıkmış

Sadık Başaran tüpçüydü, ne alakası varsa
okul kitapları da satardı
manifaturacılar hafta içinde sinek avlarlardı
ama pazartesi günleri varılmazdı yanlarına
Ekmekçi Muammer’de kuyruklar arttıkça
Gavur Avni’de müşteri olsada-olmasa da
suratsızlardı










“Terzi Doğan” üzerindeki ceketi söküp,
dikerek, terzi olduğunu anlatırdı
Nuhfel’de ondan geri kalmazdı
ama çırakları Mustabey onlardan
“ilmi-siyaset” almamıştı

yaptığı iş yüze gülmez
yol-yordam, edep erkan bilmez
esnaflık-terzilik etmez
tertip düzen hak getire
“-yandıysa, n’olmuş,
nasip meselesi” dedi
bir müşterisine
“-ha biz eyi ütülensin
arkideşin ütüsü bozulmasın deye …”
unutmuşum ütüyü yandı demek yerine
sümüğünü çeke çeke
….
“-ged ordan bi metro daa al gel de
dikivireyin
zaralı yok dikişi bizden ossun, emme
bayrama etişmez gene de
peşin peşin deyvireyin
pravası etişcek bissürü insan vaa sırada
biz senikini öne aldıydık
insannık olsun deye

para ba(h)settik mi
elini vizdanına go!”

oysa daha biraz önce
bir başkasına
“bazarlıg etseydin bizimoğlan
piyasa öle olabilir emme
biz piyasadakınnar gibi mi dikiyoz

bizim müşderimiz çok evelallah
herkeşe eyvallah etmeyoz..
bazarlıg etçeğ adamla(r)
varıvırı arasdaya
bissürü adam var
üş guruşa dikicek, bekleşip durula(r)
biz onnar gibi yamalık yapmayoz
usda vaa senin garşında”








tanınmamış bir işhanının
en ücra köşedeki vasat dükkanında bekler
İstanbul markalı hazır elbiseler
ağzını açsın bir konuşsun, hey anam neler neler…
bayram önü Yalavaşda terziler,
becerememişlee” de ona getirmişler
ne isterse vermişler buna,
güya “zenaat erbabı” terzilerin piri ya
bir afra, bir tafra..
adı üstünde “sümüklü Mustafa”

karşı da Hal’in hükümet çıkışında
duvarları; çerçeveletilmiş önceki yılların
duvar takvimleriyle kaplı
berber Kemal Vural sakalı eliyle yoklayıp,
dikine usturayla kazırdı..

ayakkabı boyacısı Şavkıa(ğa) yaygaracı
nursuz tipi, cartlak sesiyle
ağam-paşam, muhabbeti,
olmadık birilerini sorar, ne gam
“-ben senin arkadaşın sandıydım ağam”,
şaklabanlıklarıçok
yoldan geçenleri çevirir, neşesiyle
boyar, parlatır,
“-parlamazsa para yok”
herkesin halini-hatırını sorardı
müşterisi olsun olmasın beis yok

yanı başındaki Ramazana(ğa)
ona bakınca bâyâ sakin bir adamdı
sinek avlardı
demek ki; marifet yaygarada
Boyacı Süleyman kaç tane kimsesiz çocuk
büyütmüş, okutmuş
ne parası, ne malı, ne mülkü olmuş

biri yan ayaklı şişman,
diğeri yatalak, arabalı müzmin iki dilenci,
biri caminin abdeshane girişini mekan tutmuştu
diğeri kız lisesinin karşısını
onlarla birlikte birileri daha
yollarını buluyordu
‘Deli Yakıp’ avare,
‘Zaza’ camız çobanı
çocuklar peşlerine düşse de
gariplerin kimselere zararı olmazdı




kırık-çıkık, yara-bere ne olursa olsun
sarılıp-sarmalanıp
Tokmacıklı Epbeleklerin Fatma’ya yollanılırdı,
çok şükür kapısını çalmadım
bilmiyorum kaç para alırdı
Epbeleklerin evinde epeyce kardeş
soyadları farklı
sürüyle çocuk vardı

Epbeleklerin halı atölyesinin üstündeki
meydan çeşmesine bitişik “Ayşe Nine”nin evi
küçük küçük bölünmüş odalarda talebeler kiracı
genelde Manargalı çocuklar,
bir de Gelegermi’li
“çift dikiş Nihat” vardı

birbirine girmiş sokaklardaki
kimi konak, kimi derme-çatma evlerde
yalnız yaşayan mahallenin dul kadınları
“Hu!” çekerlerdi her perşembe
gitsin çay bardakları, gelsin meyve
kış ortasında yaş üzüm, kavun, muşmula
Allah ne verdiyse

sıradan her hafta birinin evinde toplanırlardı
mis kokulu, doksandokuz devirli
bir tesbih etrafında halka olurlardı
huşu içinde,
coşku içinde
Allah,
Allah,
Allah
“-la ilahe illallah, la ilahe illallah”

herkes sanki kendinden geçerdi
bir müddet sonra atılır giderlerdi
diğerlerinden geri kalmazdı
birileri












DİPNOT
Mesellioğlu Yılmaz Erdoğan’dır
sinek avlamak: müşterisizlik,gelen-gidenin olmaması

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (9)

5.0

100% (9)

Orta okul anıları / çınar Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Orta okul anıları / çınar şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Orta Okul Anıları / Çınar şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
NurtenAk
NurtenAk, @nurtenak
27.9.2015 01:22:42
Güzel bir şiirdi. Daha çok Ege ağzına benzetiverdim. Gari emme yinede bilmem Anadolu'da her yer birbirine benziyor.

Tebrik ederim.

Saygı ve selamlar..
Ya Nur
Ya Nur, @ya-nur
26.9.2015 12:07:20
5 puan verdi
ne güzel nostaljinin dibine vuruyorum sizin anıları dinleyince hocam yüreğine sağlık saygımla
mehmetmacit
mehmetmacit, @mehmetmacit
26.9.2015 09:30:56
5 puan verdi
bir kasabada yaşayan esnafın tüm davranışları ve o zamanlarda yaşanan bügünlere kalmayan güzellikleri ustalıkla sunulmuş eserde
hayırlı bayramlar üstadım sağlıcakla güzel günlere
VAZO
VAZO, @vazo
25.9.2015 20:59:14
5 puan verdi
huşu içinde,
coşku içinde
“Allah,
Allah,
Allah”
“-la ilahe illallah, la ilahe illallah”

herkes sanki kendinden geçerdi
bir müddet sonra atılır giderlerdi
diğerlerinden geri kalmazdı
birileri


Küçük çınarda ki tezatlarla dolu esnafların hayatı olmasını istediği
gibi değil, olduğu gibi yaşadığı ve dünyada dürüst insanları kandırmaktan
daha kolay bir şey yoktur diye düşünmekteler.Allah'ın verdiği rızıktan
helal ve temiz olarak yemekten ve nimetlerine şükretmek yerine ve
karşısındakini etkilemek için kendini olduğundan daha fazlaymış gibi
göstermeye çalışmaları,haksızlıkları,hataları anlatan anılara ait anların
şiirine tebrikler.Finalde şiirin içinden çıkıp gelen kadınlar var ya,çocukluğumda
yaşadığım anıların aynısı olan.Allah'a ibadet ediyoruz,nimetlerine şükrediyoruz,
kalp iman ile,dil dua ile güçlenir diyen anneannemin zikir halkasında bulunduğum
anlar saf ve temiz kişilerin kendilerini anlatmak için soluk soluğa yaşadıklarını
"görürsem inanırım derler"ya gördüm ve yaşadıklarımı anlatmışsınız sanki.Şair,
dizelere yansıttıklarıyla okuyucusunu da anılarında yaşatıyor,verdiğiniz emeğe teşekkürlerimle.
Bayramınız Kutlu Olsun.
Saygı ve selam ile....

VAZO tarafından 9/25/2015 9:01:18 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu, @ozan-ihlasi-bekir-akbulut
25.9.2015 20:32:47
5 puan verdi
GÜZELDİ BEGENİ İLE OKUDUM TEBRİKLER HOCAM HAYIRLI BAYRAMLAR DİLİYORUM
Kemnur
Kemnur, @kemnur
25.9.2015 17:43:15
5 puan verdi
Aileniz ve dostlarınızla mutlu bir bayram geçirmenizi dilerim...Edebiyata emek veren yüreklere selam olsun.Saygıyla
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL