6
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
1908
Okunma
şimdi ne söylesem boş
ne söylense zamanaşımıdır sevgili
hangi rengi alsan rüyâlarına
hangi ruju sürsen dudaklarına
kavuniçi
karanlığı çimdiklemek
uykusuzluğa çâre olmazdı
olmadı
olamadı
üzgünüm
canımın içi
S.Akdeniz
yıldızlarda mı sönermiş gece gece
sonbahar mı damlarmış yaz günü pencerelere...
*
hatırlıyorum dün gibi
sarı sancılı bir eylüldü
dalları kıran aşırı yük
bir sevincin sembolü gibi gülmüştüm
idolümdün
sembolüm...
bilsen ne çok şeydi bu
bilsen bunun altında neler uyuturdum
kaç kadeh boşalmıştır şerefine
belki ilk kez bu kadar emindim
güvenli bir park yeri aramadığından
bana hızla yanaşan bir cismin
elbette anlamanı istemezdim sezmeni
ben korkağın tekiydim
ne zaman yersiz cesaret cephanem olmuşsa
yerden kalkamamaktı öğrendiğim
benim gibi düşüğün çoksa
-sevdadan yana-
korkularını gezdirme sanatıdır biraz da yalnızlık dediğin...
adını tam koyamazsın
şarap- mantar birlikteliği gibi birşeydir
hani dudak değerse büyü bozulur belki
ya da hep gönderinde asılı kalmak çekiciliği
tamam kabul, ben aşağılık adamın tekiyim
çıkarcı, nankör , sefil
bitmez egolarımın hegemonyasını engelleyemedim say biraz
biraz sevmelerimin acı hikâyesi
farkında değildin
çürümüş meyve okşuyor olabilirdin
iyi bilirim
birini kendimden koruyorsam
nedensiz küfürler sokuşturuyorsam gölgeme
bu alenî sevme sebebimdir
bir büyüğe rağmen
sağa sola çarpmadan girebiliyorsam kapılardan
bir hevesten fazla sarhoş olmuşumdur bilirim
söylemişimdir belki birkaç sessiz harf giydirip
aç gözlüyümdür ben
doymam, bitiririm!..
haberin olmadı hiç
zor attım o gün kendimi eve
neye yazdın bilmiyorum
ilk düğmeni çözer gibi utangaçlığımı
yersiz sevecenliğimi
kahretsin yalancının biriyim
evet sahtekârın tekiyim
hatırlıyorum da nasıl da inanır dinlemişti gözlerin
oysa sonbaharla hiç ilgisi yoktur gözlerimin buğulanmasının
duygu tüccarlığı işim
gözlerim seğiriyorsa sık sık
bu ışığa kırılganlığımdan değil
apaçık üzülmemin biletidir
doğrusu seni başka biriyle düşünmek zoruma gitmiştir
en çok da
gözlerinde bir sembolün hüznünü görmek!
belki şimdi hiçbir işe yaramaz söyleyeceklerim
ama bilmeni isterim
bol keseden üfüren rüzgarlar gibi
önüne her çıkanı
sorgusuz kurşuna dizerdi şüphesiz
bana sarılmanın samimiyeti
o kısacık saçlarına uzun yalanlar söyleyen nefesim
ciğerlerimi yakan o demini almamış çay
iliklerimi üşüten o çiy
biliyor musun
ehemmiyetin önemsizliğini anladım o gün
elindeyse henüz/ sevdiysen
çiğnemeyeceksin yutacaksın dedim
sen şimdi
yükseklik korkunu otobüslerle gezdirirken
ben giderek m/artıları eksilen bir deniz gibi
çift kişilik bir yatakta
tek başına
tek bir kişiye
sadece bir kişinin anlamına saçlarını çözeceği
ve hiç bitmesini istemediği
ıslak şiirler yazıyorum
ve son bir rica;
olur ya
yine olur olmaz bir zamanda çıkarsa karşıma
o fil yeşili gözlerin;
istemeden de olsa da karışırsa kanıma
kolları, bir mecburiyete zoraki asılmış
ütüye hazır, buruşuk çamaşırlar gibi bakmasın bana!
ToprağınSesi
.