11
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
1206
Okunma
şiirin süzgecinden çok masallar geçirdim
geri dönüp baktım da tamamıyla yalanmış
cennetin kapısından izin almadan girdim
kalem tutan ellerim hissetmemişim yanmış
dilimle dolunaya merdiven mi kurmadım
şiirin denizine tuzlar mı üretmedim
yoksulluğun yokların önünde mi durmadım
bir yıldızın göğsünde arzı mı seyretmedim
yorgun omuzlarıma gece nöbeti yazdım
ebruli renkler kattım özgür kalan sesime
bazen uçtum göklere bazen de düşeyazdım
neyden nağme üflettim kesilen nefesime
şiir için eceli elimle sarmadım mı
durmadım mı önünde sürüklenen yılanın
ölüm kusan dağları çekiçle yarmadım mı
sormadım mı sonunu sallanılan yalanın
hüzün bahçelerinden üzgün çiçekler derdim
dokundurdum şefkatle şairin avucuna
bir yastığın altında saklı dururken derdim
tebessümü değdirdim parmağının ucuna
küfürbazın diline sınırlar çizmedim mi
atmadım mı argoyu kör kuyunun dibine
hoşgörüyle herkese imgeler dizmedim mi
söylesinler yazarken şairin edebi ne
savurduğum taşlara gül dikeni sapladım
gül kokulu acılar canları yaksın diye
kemanın tellerini sevinçlerle kapladım
nağmesini sunarak dostlarıma hediye
yok olmuş bedenleri topraktan almadım mı
koymadım mı zalimi içine ateşlerin
öfkeleri kinleri sellere salmadım mı
vermedim mi ağzına suyu çilekeşlerin
varoluş nedenimdi şiir benim gerçeğim
kazandım sandıklarım meğerse bir talanmış
ellerimde soluyor dize dize çiçeğim
anladım ki şiir de benim gibi yalanmış
5.0
100% (19)