1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
892
Okunma

Bir zamanlar can olan, o yalancı gözlerle;
Bakacaktır ey gönül dedim mi demedim mi?
Gözyaşın mutluluktan değil safi kederden;
Akacaktır ey gönül dedim mi demedim mi?
Rest çektiren kimdi kim şu hayatın restine;
Aklımdaki hayalin düşlerime kastı ne?
Sen bakmaya kıyamaz sen titrerken üstüne;
Bıkacaktır ey gönül dedim mi demedim mi?
Saymadık sevda için dökerken terimizi;
Kurşuna dizdirirken son kalan erimizi;
Derme çatma olsa da şu gönül yerimizi;
Yıkacaktır ey gönül dedim mi demedim mi?
Belki de çok mutludur başka dizde yatarak;
İnandım yalanına biraz hayal katarak;
Tabutuna çiviyi kahkahalar atarak;
Çakacaktır ey gönül dedim mi demedim mi?
Tutma diyen elleri vedaya kanıt artık;
Gözyaşlarım gözümde yükselen anıt artık;
Bin soruya “Hoşcakal” en güzel yanıt artık;
Çıkacaktır ey gönül dedim mi demedim mi?
Yaradanım duymadı en bakir dileğimi;
Kaderim tamamlasın mümkünse gereğini;
Girerken bahtiyardın sıkarken yüreğini;
Sökecektir ey gönül dedim mi demedim mi?
Gördüğünde gülmesin diz çöksen de kalk yerden;
Geçtiği sokaklardan uzaklaştın yok yerden;
Kimseler bükemezken bileğini kırk yerden;
Bükecektir ey gönül dedim mi demedim mi?
Varlığını suçlayıp, öldürdü yokluğunda;
Sallandın yıllar yılı bir umut ipliğinde;
Resim, mektup ne varsa bir sokak çöplüğünde;
Yakacaktır ey gönül dedim mi demedim mi?
“Yüklenmişim gönüle küfretmişim, kızmışım;
İlk bakıştan bu yana suya yazı yazmışım;”
Ali ALTINLI – 05/09/2015
Saat: 14:30
5.0
100% (5)