23
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
1651
Okunma
Aşk! Haber vermeden gelsin
kapı tıklatmadan masumca
aşkın çoğulcu yıldızlarına kayboluşu ağlatır beni
yüğeğime dokunan o son buse
belki annemin eliydi
belki kutsal sevdalara aşığım ben
ne bir çıkış kapısı eksik ki
bakıpta görmediğimiz
ne kadar yırtınsada yüreğimiz
dingin suda
bir yağmur öncesi fırtınasında
yüreğimiz durmadan yalpalanmakta
öğün atlamak gibi gibi zaman
unuttuğumuz bir çok şey hafızamızda
gün gelir birer birer
dökülür aşk gibi bir şey ak sayfalara
tarladan döner genç kızlar
gün batımında yükü aşktır hayaldir
elinde bir demet papatya gelincik lale
alışmıştır artık bir kere süslenmeye düşünür
göğsünden bir düğme açar
Saçlarına çiçekler takar
aynanın karşısına geçer saatlerce
kapı önünde ihtiyar kadınlarla oturur
akşam üstü yoldan geçen sevdiğini görmek için
öbek öbek köy meydanında kapı aralarında
Şamatacı çocuklar oynar irimlerde
ve.. bir ince sevdanın gelip te elinden tuttuğunu anlamaz
taki gidinceyedek uzak bir kentte
ve yahut askere
aşk! kör sokaklarda
tozlu kaldırımlarda
gökte şimşek gibi yıldırımlar
kafesin içinde kuş yüreği
kırlangıçlar geçer gözlerinden
dokuz kiremit oynarken
fırlattığımız lastik top
ve.. pamuk şekeri aldığımız pamuk dede
uçurtma uçurduğumuz yamaç
bayramlarda elinden kaçan uçan balon
patlattığımız mantar tabancası
küçük bir çocuğun elinde
patlayan kırmızı balon
yada sönen bisikletin lastiği
ağlayan çocuklar kadar bizi kim yıkabilirdiki
ince bir Ay ışığı düşer geceye
hüzzam şarkılarda ağlar hicran
dönüpte ardımıza baktığımız yıllardan
ne kaldı elimizde anılardan başka
uçun uçun uçun gidin kuşlar
gecenin koynunda ihtiyarlayan
selam söyleyin benden
mavi göğe pembe düşlere
çocukluğum daki sevinçlere..
uçurtmaları vurmasınlar..
Nurten Ak Aygen
15.08.2015
5.0
100% (22)