11
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
835
Okunma
Muhabbet bağından bir çilkim üzüm
gönül gözünden anadan doğma hüzün
yaz boyunca gelip geçen kumrular
Serçeler özgürlük asmışlardı çamaşır tellerine
yorulunca mola verdiler saçaklarda
yuva kurdular saksılar içine
İncir ağacına
kedinin yetişemeceği yere
Duvarlara yuva yaptı baharda kırlangıçlar günlerce
ah! nasılda özledim memleketin incir kokusunu
İsli ocak dokusunu
yosunlu testilerin suyunu
irimlerden geçerken korkudan
yılandan çıyandan hayıt kokusu bastırırdı
her yanı sapan yaptığımız
hayıttan çatal keserken
yüzümüze çarpardı mor çiçekleri
tepeli kuşlar üstümüzden geçerdi
ayaklarımız ak taşlara takılır kanardı yarım yırtık twiz terlik giyerken
geceleri devler gelirdi masallarıma
rüzgarlarla sallanan gölgelerden
tütün çiçekleri sallanırdı
tütün kokusu sarardı her yanı paslı ellerden
II
Vefasız yar bile, muhtaçtır tatlı söze
el verirsen bir gün bükülmüş bele
kapılsada gönül bir küçük esintiye
kim bilebilir
küçük toz zerresinde
ağlayıp akıp gidecek ömür nehirlere
bir kuş olsam diyorum
seherinde dolaşan
göğün yağmurlarında ıslansın kanatlarım
kapılsada rüzgarına diğer yarım
aşk aşk diye bir diyarın
kapısında sabahlarım
sende bende solacağız çiçekler gibi
toprağa sürülen tohumlar gibi
dağlardan kaynayan pınarlar gibi
kesilecek göbek bağımızdan ayrılacağız
kül olan odunlar gibi yanacak yüreğimiz
dağılıp toprağa karışacak ömrümüz
neden?
bunca zülumetmek
kul birbirine
neden?
oturtursun gönlünü harabelere
gönül gül bahçesine diktiğin güllerle
soldurup gitmek varken feyyazlarında
asılı durursun göklerin pervazlarında
Yarım yamalak yaşarken şu yalan dünyada
kırk yamada bir dikiş tutsam
acep bağışlar mı Rabbim bir işin ucundan tutsan
gel kardeş kardeşi kırmasın
sende vicdan kapısında bir yar/sın
gönül yaralarını sabaha karşı dualarla sarsın
kul kuldan utanmaz sa, Allhından utansın!!
kulun kula KULLUĞU son bulsun!!
Nurten Ak Aygen
09.08.2015
5.0
100% (13)