2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1690
Okunma

I----
Gözlerinin içinde flüoresan bir kurnazlık
ve bakışlarına değince aydınlığı,
karanlık bir sokağın loş ışığı oluveriyorsun.
tıpkı tanrı gibi egemen bir güç olmaya çalışırken
her taraftan kısıyorsun.
sanki elinde bir makas,
kavramışsın ibrişimden bir iplik
kese kese biçiyorsun,
oysa yaptığın şey
şekil vermek,
şekil vermeye çalışırken onlarca kaderi
biçtiğinin farkında bile değilsin.
işte senin yaptığın bu kurnazlık,
tanrının vermiş olduğu iradeye benziyor ne yazık ki
İrade ve iradenin özgürlüğü nasıldı?
Tercih yapma özgürlüğü ve sonra onlarca baskı
Bu nasıl bir seçimdir bende anlayamadım.
Bütün meşakkatlerin topyekun
saldırıya geçtiği andan söz ediyorum
yani cellatların adam kollarken
tebessümle enselerinden vurmasına
benzetiyorum bu iradeyi biraz da .
düşünebiliyor musunuz?
tam da gülerken vuruyor.
Tanrının işlettiği sistemin adı bu.
Tıpkı bu celladın gözlerinin
içindeki yaldız yanılsamasıyla
Bire bir örtüşüyor sanki.
İkinizde öldürmeyi seviyorsunuz
Gülerken kumpas kurmayı
Habersiz mayın döşemeyi
Ansızın gölge gibi adamın üzerine çöreklenmeyi
Öyle iyi beceriyorsunuz ki
Sizin gözlerinizin içine
kusura bakmayın insanca bakamıyorum.
Çünkü insani hiçbir değer görmüyorum
Kutsi bütün içtenlikler sanki çekip alınmış
Ve sanki bir ceset gibi bütün içiniz boşalmış.
Ve Şimdi bana gelip de
bu saatten sonra maval okumayın
sizin riyakar yüzünüzün içinde
onlarca ceset var
ve bu cesetlerin
kanları dudağınızda,
kimi öpseniz öldürüyorsunuz,
Kimi öpseniz bir kumpas lekesi bulaşıyor.
Ve bu yüzden endişe ile yaşamak kaderimiz oldu.
Her gün sokaklar da yürürken
Rovelve seslerinin yeryüzünü sesiyle
kendi karmaşına bölerken
ölenler ve vurulanlar
sizin kıçınızın altında gizlediğiniz
beş kuruşluk çıkına hiç gittiklerini
ve bunu keyifle izlediğinizi de çok iyi biliyorum.
Her gün bulvar ve caddelerin
kaldırımlarına düşen sessizliğinde yürürken
Bir şehrin ve bütün şehirlerin teslim olduğu
Yürekleri görüyorum.
İnsanların karşıdan karşıya geçerken
Durmadan arkasına bakıp
Bir kumpas bülteni ile karşı karşıya
kalmak istemeyen kalplerini
Kulaklarımla dinliyorum.
Kulağıma gelen sesin nasıl bir acı
verdiğini biliyor musunuz?
Nereden bileceksiniz.
Yüreğim kopacak gibi oluyor
Bu nasıl bir eziyet diyorum
Bu nasıl bir zülm diyorum.
Şaşırıp kalıyorum
Ağrı ve tendürek gibi yalnızlaşıyorum
Cudi gibi puslanıyorum
Ve Gabar gibi öfkelenirken
Ağzımdan miadı tükenmiş
Küfürler boşalıyor
Ne tanrı kalıyor
Ne de kendini tanrıya benzeten
sözde iyilik sahibi bu kahpe adam.
II---
Sabahın dokuzu
Gözlerimi uykunun kadim yolculuğuna gömerken
Uzun namlulu bir adam yanıma yanaştı.
Usulca bir sedire oturdu.
Bakışlarında bir kasvet vardı
Bu adam kimdi?
Azrail miydi?
Yoksa kendini delikanlı zanneden
Bir orospu çocuğu muydu?
Doğrusu sessiz bakışlarından ürkmüştüm
Bir an vurulacağımı zannettim
Biraz cebelleştim
Sonra kan ter içinde uyandım..
Her tarafım ıpıslaktı
Sanki dersin çölün ortasında kuruyan bir güldüm
Yanıyordum,cehennemin sıcaklığı vardı üzerimde
Taburede duran bir bardak suya sarıldım hemen
Bir dikişte içime çektim.
İçim yine yangın yeri
Dinmeyen bir fırtına
Bir bocalama
Ve bocalamanın sonunda
Bu adam kim dedim
Neden usulca yanıma yanaştı?
Beni nerden tanıyordu?
Beni nerden biliyordu?
Beni nerden takip etmişti?
Bilmediğim sorularla yüzleşirken
Sadece aklıma gelen vurulmaktı
Öldürmek gibi aciz bir niyet vardı sanki
Kim bilir uyanmasam belkide öldürülecektim.
Ve bu fotoğrafı bir yerden tanıyordum
Tanrıya benzeyen biri vardı ya
Durmadan adam kollayan
Tıpkı tanrı gibi herkesi punduna getirip
Ya kendine esir bırakacaktı
Ya da öldürecekti.
İki seçenek vardi yani
Yaşamak için.
Ya beni kabul edeceksin
Ya da öleceksin.
İnsanların bugün kabul etmediği şey bu
Teslim olmak
Teslim olmak biz insanların ruhunda yoktu
Yaşamak bir haktı çünkü
Bir istikbaldi
Bir istiklaldi.
Doğmanın süre gidecek bir neticesiydi
Bunu bizden kimse alamazdı.
Şimdi her gün bu endişe ile yaşasak bile,
Tanrıya ve ona benzeyen bütün adamlara inat
Kendimizi ortaya koyacağız..
Biliyoruz ki
Öldürmek ve vurmak
Acizliğin ta kendisiydi.
Eğer acizseniz
Gelin vurun diyorum.
Bizim alnımız
Benim alnım hep açık olacak.
3 ağustos.
5.0
100% (2)