5
Yorum
25
Beğeni
0,0
Puan
1919
Okunma

yorgunduk hayatın kırıklarında
bir yel vurdu dağıldık
...
bağlanmışım hiçbir şiire ait olmayan yalnızlığa
aklımın seher vaktinde güvercin notları
Babil kayıpları büyüten çocukların diliyle konuşuyorum
ayaklarımda kanadı kırık kelebekler
bir günlük ömrün arasında adımlıyorum hayatı
özrü kabahatinden büyük aşklar düşüyor şarkılardan
dilin ucuna nüksetmiş umut kelimeleri ölü
binbir sancılarla büyütülen sevdalar
garların bileklerinde veda intiharı oluyor
oysa
türküler beslemiş ozanların seslerinde tanıdım sevgiyi
uzak mesafeli özlemlerin kıyametinde büyüdüm
çocukluğum çalındığı zaman bile ağlamadığım halde
tüm ayrılıkların neşterine vurdum gözlerimi
inadına kirpiklerimde salındı denizlerden alıntı sular
gülüşümü
bir sabah günaydın giymiş sevgilinin
dudaklarından kopan yağmurlara sakladım
sevdiklerimi hak ettikleri için
sevdiğimi nedensiz sevdim..
soyut benzetmelerle anlatılmış öykülerde
somut gerçekleri bulduğumda anladım
anladım ki
yırtılmış birer mektup ağzıydı herkes
anne duygularıyla
baba şefkatleri kirlenmişti
ve ağır yaralıydı hepimizin içindeki çocuk
vakitsiz yitirmelerin kıyısına atılmış hayaller
kaybettikçe ihtilaller oluşturmuş yürekte
şarapnele yuvarlanmış o güzelim yarınlar
sakat birer gelecek olup umutsuz bakmış
kendinden sonra gelen kendilerine
kaçma telaşıydı belki de hep düşmeler
bazen anlayamadığım bir lisandan ibaret hayat
bazende hiçbir dile ait olmayan haliyle anlıyorum onu
herkesin saklı bir kederi var
utancından kimselere göstermediği
halbuki
hepsi aynıydı
sadece zaman ve isim farklıydı
o kadar..!
..
sandım ki ayrıntılı düşlemek mutlu eder
yanıldım..