2
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1097
Okunma
I.
Akşam sevdasına tek kişilik bilet
Nasıl olsa uzuyor yalnızlığım
Duydum. Bir begonya ağladı uzaktan
Seni buldum
Seni geç buldum
Bir dağ gibi dimdiğim artık
Kaybedişler kesmiyor gözlerimi
Sizi uzun bir çizgiye yoruyorum
Ellerime kan rengi ağlamak düşsün
Böylece beni girdaplar kurtarıyor sessizlikten
Gitmeseydin, batmazdı güneş
Kuklalar birer insansa eğer
Eğrilmiş omzundan kuşlar su içecek
Yanaklarında bir yaşamak arzusu
Seni özlüyorum
Seni.
Özlüyorum.
II.
Begonyalara bakmaktan geldim. Buyurun
Bir yalnızlığı dillendireceğim. Buyurun
Ben ve kaybetmek
Caddeye çıkıyoruz ışıklar altında unutulmak gibi
Balıkçı teknesi, üç dönüm gözlerin ve ölü çocuklar
Mavi balkonlu kadınlar artık yok
Tutunacak dalımız da kalmadı.
Çizgi gibi ince bir soyutlukta gülüşün
Sanırım hiç ölmeyeceğim
Bir çağa doğuyorum. Tarih iki yüz binler
Saatler kulağıma ince işlenen kanaviçe
Eğer kuklalar insansa
İsa’yı onlar astı içime
Çiçekli Balat yokuşu
Sen dur! Ey yalnızlık
Nasıl boynu bükük kuşlar uçuyorsa
Beyrut’a uçuyorum. Sen dur!
III.
İşte bir yorgunluk şapkası
Çıkartıyorum bir ruhu bırakır gibi
Anlaşılamayacak nasıl olsa
Günden güne yaşlanan kelimeler.
Akşam kavgasına tek kişilik yaşamak!
Bodrum katında nefes almayı unutmuş begonya var.
Seni özledim
Güneşi kestim tabağına seriyorum. Dokunma
Seni özledim.
Beni sorarsanız ben ölü bile değilim aslında
Merdiven boşluklarında sessiz zaman
Gibiyiz ölüme.
"Yalnızlığa yakışayazmak"
Ah! Ben aslında kaybetmekten de öte
Kırmızı kurdelenle bağladım mutluluğu
Bakınıyordum öyle
Kuklalara. Kuklalar insan mı
Bir kurtuluşsa... Deniz mavisi
Saat beş: kuklalar insan
Ölüme yakışayazmak.
5.0
100% (6)