11
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
1093
Okunma
Çocukluğumda o emektar
Kara sabanlar nakış gibi çiziyordu toprağa
Üstünde sis kaplayan
Gri bir tencere gibiydi gökyüzü
İncir bahçerinde ağaçlarda asmalarda
Bitmiş bir zamandı hasatı çoktan
Üzümler kurutulmuştu incirlerde
Çoktan küplere girmişti kış yiyecekleri
Fersiz bir Aralık gününde soluk bir gökyüzü ağırlıyordu günü
Salkım söğütler sararmış yapraklarıyla
Derenin içinde eşlik ediyorlardı akan suya
Yüzü uzun kemikli sağlam gözleri
Saydam bir su gibiydi
Meydan okuyordu yüzüne vuran soğuk bir rüzgara
Kadın bahçeyi dolaşıyordu bir baştan bir başa günübirlik
Gündelik bahçıvan giysileriyle
Vücudu yaşlı bir kadından farksız değildi
Eğildi
Çamurlu naylon çizmeleri baktı
Basma entarisi titredi
Onu bambaşka bir kadın yapıyordu
Çerçevede gökyüzü fonlu sardunyaların süslediği
Kır evinin önündeki çardak
Bahçe kapısından içeri girince
Evin önü
Kasım patlarıyla dolmuştu apak
O vakit puslu bir Aralık ikindisi
Güneşin dağlara çizdiği kızıl çizgi
Yosun tutan derenin kenarında
Suya düşmüştü yüzünün tasviri
Çevresi dikenli tellerle çevrili
Su kenarında bahçeli bir bağ evi
Üstü kırmızı kiremitli
Çoktan terkedilmişti bağ bozumunda.
Kafatasımın içinde toz pembe bir düş saklardım
Daha o vakitler küçük bir çocuktum
Annemin eteğinde
Yurdum güvenliydi
Annemin eli elimdeykenki gibi..
Nurten Ak Aygen
24.07.2015
5.0
100% (18)