1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1139
Okunma
Saatler akışkan bir şekilde geçerken,
sen hiç geçmedin bu şehirden
O yüzdendir bu sokak lambalarının,
Karanlık altında kalışları
Ben kendimden geçmeden arada da olsa sen geç sol ucumdan.
Güneş hiç açmazdı penceremin arasından
Alışık değilim "koyu renkli siyaha,"anla lütfen.
Yosun tutmuş bir denizin rengi gibi soluyorum bilmediğim kokunu,
Soluğum kesiliyor.
Sonra; bir kaç ünite sen veriyorum rüyalarıma
Biraz da hasretine narkoz vuruyorum şah damarlarımın arasından.
Oysa!
Sessizce giderken, yarınlarımı almana kırılmadı kirpiklerim
Sen benim ışıklarımı değil, dünyamı götürüyorsun
Dünya dört dönüyor içimde, içim dışım ameliyat
masasında kalıyor.
Bir "ah bırakıyorum" sana, başlığı manşetlik olan.
Karanlıklar arkasından bulunursa eğer
Terk edilmiş cesedim...
İşte o manşetlik gazeteler örtülsün üstüme
Teşhisim, terk edilmiştir diye geçsin belgelere.
Gelip alabilirsin ışıklarını
Sende
S Ö N D Ü M
5.0
100% (1)