2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
977
Okunma

Herkesin başından geçen
doğumla başlayan öyküsü vardır
nasıl büyüdüğü, koştuğu sokaklar
okul bahçeçleri, ilk sevgili edindiği anları
aşktan habersiz, mutluluğun tarifi
hayal düğmesine basılana kadar
alev alev yanan, kırmızı düğme
uzaktan sıcaklığı hissedilen
yanına yaklaşanı cayır cayır yakan
aşk çemberi acı ile yoğurulmaya başlar
sevgilisine ulaşma ,kavuşma mücadelesi
öyküler bir bir sıralanır olur
Mutlu öyküleri ana kucağında kalır
acının öyküsü başlar yazılmaya
Aşk közlenen sevda gibidir
sulanan gözlere bakmadan kabuk atar
Toprak suya, şu toprağa doymadan
tohumlar patlamak ister, çürümeden
dalda çiçek olup, meyvesini sallamak ister
hasrettin öyküsü başlamadan
doya doya yaşamak ister, nefes alan
sadece bir öyküm olsun ister ama
öykünün ta kendisi olduğundan habersizdir
mutsuzluğunda bile mutluluk oynar
zamanla buyur nefes alan herşey
mevsimlerin rengini,kokusunu sever olur
tatlı söz baldan keskindir der
kulağa, göze hoş geleni sever
her mevsim bir yanım güzel,
diyer yanım acıdır diye bağırırken
göze perde indiyse,kulağa pas damladıysa
boyun buker küçük öyküler
hayatın acı yolu serilir ansızın
suskun hıçkırıklar dile gelmez olur
közlenen aşk kavrulur,kendi ateşinde
küçücük bir hasret öyküsü başlar.
G.K.
5.0
100% (2)