14
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
2031
Okunma

Geçirgen gökyüzünün
Kanat bildiğim kollarında,
Beyaz, bakir bulutların
Nazarında koyu bir gölge adeta
Edilgen zafiyetim.
Tırnak arası bir bilinmezde
Soyutlarken benliğimi
Somut ve durağan zaman sihirbazı
Nasıl da öfkeli,
Tedirginliğim kadar bariz
Teğet geçmiştim oysa öncesinde
Hanidir görmezden geldiğim
Ufkun dalgalarında
Damlarken hüzün seyreltisi.
Islak yağmurun kederli bakışı
Dokunurken,
Dokunup da yakarken
Tatlı sert dokunuşu varlığının
Uzak olsa da hissettiğim başucumda.
Güneşlenirken sefil kıyısında
Ay ışığının flörtöz sanrısı
Ne hoş gök kubbede
Kayıp giderken peşi sıra o eğrelti düşlerimin.
Nazında niyazında nice yıldız,
Bakıp bakıp ağladığım resmine
Boş olsa da önümdeki o beyaz sayfa.
Kederli el yazım kadar
Basmakalıp
Belki de azıcık farklı olmak
Düşen payıma
Hele ki düşmüşse yolum buralara.
Kopuk bir telin ucunda,
O sarı yaprak kadar
Suskun ve öksüz
Ürkünç yalnızlığımın
Son demi kadar
Ulaşılmaz iken varlığım…
Gözümdeki toz bulutunun
Görünmez iken tek bir zerresi
Kayıp, edilgen varlığımın
Bastığı o tuş
Ve nezdinde aynı tını
O çığıtkan dev piyanonun
Kırık ayağı
Ve devinirken notaların arasında
Haftanın sekizinci günü
Ve sekizinci nota…
Var olmamış bir aşkın
Ölü kahramanları kadar yalnız
Doğmaksa yeniden
Ölmek de güzel.
5.0
100% (24)