1
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
965
Okunma
öyle bir şey
siz onu görmüyorsunuz tabi
hissiz ayakları bir kuklaya benziyor
akşamın karanlığında kaldırımlardan geçen
yarın uyuya kaldığım bir sabah her şey
düşünmek var olsun
ölmek ne demek
bir sürü kurdun kendine yansıdığı
gecenin durgun ırmağı olmak istemiyorsan
ay ile arana dolan korkuyu yok say
cesareti olan şöyle der
zaten bir sonu yok mu gördüğümüz bu rüyanın
irkil ve ayrıl benliğin doruğundan
sıkı geliyor giydiğimiz gömlek
ruhlar düş kırıklarıyla yolcu
yarası kabuk bağlamış küçük ağustos
kararınca sonsuzluğa su
olabilir uğultulu sokağın çıkmazında
kala kalır uzatırız sisin sonrasını
ve bu yüz yalpalayan bulutlara karıştıkça
ağaçlar gür fışkırmaz belki
azalır dinleriz
kuruyan dallarımızın beyazını.