Her ne zaman görsem güzel yüzünü
Mecnun gibi deli olasım gelir
Kızılırmak gibi aşıp bendimi
Yedi deryalara dolasım gelir

Tutuşur canımda senin visalin
Ararım cihanda yoktur emsalin
Bir ceylana benzer endamın halin
Avcı gibi izin süresim gelir

Alevlendi gönül aşkın elinden
Kurtulur mu bilmem elin dilinden
Arzuhalim vardır ince belinden
Bir kemer misali sarasım gelir

Gönül vazgeçer mi cemal-i yardan
Ak beyaz gerdanı gözleri nardan
Bakamam yüzüne utançtan ardan
Cismimi ateşe yakasım gelir

Güneş serpmiş saçlarının teline
Işığı gölgeyi sarmış beline
Kapılmışım akıp giden seline
Deryasında damla olasım gelir

Güllerin içinde güzelsin gülden
Kaşların harami yanağın aldan
İncidir dişlerin dudağın baldan
Eğilip bir damla tadasım gelir

Metheyleyim desem dilim utanır
Kağıda dökmeye elim utanır
Sevdamı söylesem ölüm utanır
Şu aşık halime gülesim gelir

Ne bilir ham ervah neden böyleyim
Kurda kuşa bu sevdamı söyleyim
Varıp eşiğine secde eyleyim
Dizlerine yüzüm süresim gelir


Ey güzel ne güzel şarab-ı aşkın
Ol sebebi sensin olmuşum şaşkın
Şu fakir Emrah’ı eyledin düşkün
Tatlı candan geçip ölesim gelir

4 Ocak 2013-Cuma