7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1859
Okunma

Bir başkaydı bizim çocukluğumuz
Gazozlar vardı şişelerde, metal kapaklı
Yoktu o zamanlar metal kutularda içecekler
Ve yoktu üzerlerinde şans numaraları
Bizim bildiğimiz şans numaraları sadece
Şans ,Talih, Kader ,Kısmet diye satılan ve
En büyük hediyesi çikolata ve gofret olan bir oyundu
Ha birde Milli piyango denen o kağıtlar
Milli piyangoyu yılbaşı günleri olur sanırdık
Sanki şans insanlara sadece yılbaşında gülermiş gibi
Bir dönem geldi televizyon denen bir kutu ile tanıştık
Telesafirlik dönemleriydi o zamanlar komşularla misafirliklerimiz
Sokak satıcıları geçerdi daracık sokaklarımızdan, nara ,figan
Kimi bağırırdı Simidiye, taze gevrek , çıtır diyerek
Kimi iğde leblebi satardı o küçük yüreklere
Eski giysi ,plastik eşya karşılığı
Birde Allı güllü macun , elma şekeri ve kos helvaları
At arabaları vardı caddelerimizde, nal sesleri ve tekerlek tıkırtıları ile
Ekmek taşırlardı buharları üzerinde buram buram kokardı o ekmekler
Francala denirdi hani yeni çikmıştı o zamanlar , Şehir ekmeğiydi yani
Birde taşımacılık yapan at arabaları vardı hani ,arkası biraz uzunca olan
Asılırdık arkasına, arabacının bağırmasına ,kırbaç darbelerine aldırmadan
Daha çok kış aylarında duyardık bozacının sesini
Küçüktük,korkardık o gür sesinden ne dediğini bile anlayamazdık
Birde omzunda askısı ile yoğurt satan amcalar ve teyzelerimiz vardı bizim
Görürdük her gün kendilerini, tanırdık ama olmazdı onlar komşumuz
Nereden gelirler bilemezdik bunca satıcı mahallemize.
Akşam hava kararınca bitmezdi günümüz
Kapanmazdı virane yapılarda çalışan bakkalımızın kepenkleri
Peynir, yoğurt kokardı çoğu kez bakkal önleri geçerken
Ama yürekleri temizdi , Yufkaydı bakkal amcaların.
Bilirlerdi yoksulu ,veresiye defterleri hep kabarıktı o yüzden
Aramazdı anne babalarımız bizi hemen hava kararınca
Bilirlerdi onlarda mahallemizin oyun alanlarını.
Elleri ile koymuş gibi bulurlardı istediklerinde
Yoktu bir şeylerden korkumuz ,akşamın karanlığı da gündüzdü o zamanlar
Sesimiz taaa evlerimize dolardı saklambaç ,kuka oyunları oynarken
Kendimiz yapardık oyuncaklarımızı ne bulursak
Telden arabalarımız, yada araba lastiklerinden artık çemberler
Yarışırdık en güzel uçurtmayı yapmak için
Büyük bir heyecandı emek verilerek yapılan uçurtmanın uçurulması
Sanki havalanan uçurtma değil bizim mutluluğumuzdu.
Onunla birlikte bizde havalanır ve bulutlar üzerinde gezerdik, umutlanırdık,mutlanırdık.
Bir başkaydı bizim çocukluğumuz, Daha bir saf mı idik, daha bir temiz mi ne
Kapıları kapanmazdı mahallemizdeki evlerin kilit vurulmazdı hiç
Kapılar da ne ki , Gönülleri de zengindi komşuların
Birinde pişer mahallelinin hepsine düşerdi özel yapılanlar
Paylaşılırdı tıpkı acılar gibi bir lokma ekmekte bulunduğunda
Oysa şimdi biz mi bozulduk yoksa dünya mı, bir muamma
İçecekler girdi teneke kutulara ,
İnsanlar kapıldı kolay yoldan para kazanma yolarına
Umutlarını bağladı şans oyunlarına ,unuttu emeğin tadını
Oyuncakları hiper marketlerde ,tekno marketlerde artık hepsinin
Her evde bulmak mümkün televizyonu, bilmem neyi , yok artık eski safirlikler
Cirit attığımız sokaklarda yürünmez oldu otomobil enflasyonundan.
Sokak satıcılarımız da yok artık akşamları bizi korkutan
Onlarda çürümüş demek, zaman denen çarkın dişlilerinde
Çocuk sesleri de kalmadı artık mahallelerde geç vakitler
Anneler hiç merak etmiyor çocuklarını
Çünkü hava kararınca dışarı çıkmıyorlar tek başlarına korkudan
Artık kilitler vurulmuş,
Tıpkı evleri gibi açılmayasıya gönüllereBizim zamanımızda bir başkaydı çocuk olmak
Bir başkaydı mahallelerde yaşamak,
Bir başkaydı insan olmak
Bir başkaydı, bir başkaydı ne bileyim
Özledim şimdi.
06.02.2008
Cemil YILDIZ