Çocuğun parmaklarından aktı Gökkuşağı Çiçekler ekti mavibeyaz Ağlayan yoksul çocuklar gülümsedi mavimavi Ellerinde bir dilim zencefilli kek
Bahardı diğer adı aşkın Saçlara takılan papatya saflığında Zamansız açan gül ve körleşen sevda Sen gittin ben zamanı kilitledim yokluğuna
Beni buğulu pencerene yaz Ey yoksul hırkalı kadın Mintanı eski bir sevdayım yelkovanın akrep ucunda Zamanın tutsaklarıyız aşk yoksulu Ve çocukların ellerinde mavibeyaz renkte binlerce serçe Bir çocukgülümsedi tüm içtenliği ile bu şiire Ardından binlerce güvercin kanatlarına yazdılar bizi Sonra mavi kuşlar boyadı elleri çocuğun
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Gözlerimin gördüğü son ayrılıkta , bütün çocuklar, güzel yüzlü çocuklardır aslında…
Çocukluğum, sihirli bir küre içine girmeye çalışan hayallerimin, yaramaz ama bir o kadarda uslu duran yanımız. Mevsimlerin giyip çıkarttığı doğa, gökyüzünün ısrarla ıslattığı günümüz. Şiirler şarkılar ve ardından koşan şair yürekli ,kimi cesaretli, kimi utangaç güzel yüzlü çocuklar. Bizler hep beraber sizler’iz. Uz diyarın suskun çocukları ,şarkıların bestelerine düşürdüğümüz göz yaşları. Ayrılık zamanı geldiğinde, ilk gün gibi ,son günüde bizden sayın. Her güzel günün hikayesinde varsınız, güzel yüzlü çocuklarsınız.
Soluk soluğa yitip giderken küçük hayallerimiz ,ellerimizde büyüdükçe küçülür mü masumiyetimiz? Asosun hayalleri ,yer-gök kavgası veren toprak askerleri ! Beethoven’ın parmak uçları, bir çocuğun mutluluk gözyaşları . Masmavi gökyüzünde hamak kuran bulutlar ,sizden ayrı düşen kaç çocuğun göz yaşlarıdır bunlar ? Oysa mızıka çalıyordu çocuklar, şiirlerde Atilla İlhan ,masallarda oynarken Kafka’dan oyuncaklar.
Cümlesinde gülücükler, bir diyarın büyümeyen çocuklarıyız bizler. Nesin’den kafiyeler, Nazım dan dır bu sözler,’ Kapıları çalan benim, Kapıları birer birer. Gözünüze görünemem, Göze görünmez ölüler. Hiroşima ’da öleli, Oluyor bir on yıl kadar. Yedi yaşında bir kızım .Büyümez ölü çocuklar.’ Ve ölüyoruz her birimiz, yaşarken birer birer, kaç çocuk daha mahrum kalacak bu gülüşmelerden… !
“Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey. Burada her şey bir insanı sevmekle bitiyor.” muş… Dünya bize mi yabancı diyormuş, ceplerinde misketler, ellerinde çocuklardan kalan çamurlu eldivenler… Çocuklar diyordum çocuklar, her köşe başında bir mendil ellerinde, ısınmak için Andersen’in “Kibritçi Kız” masalından mı çıkıyorlar ?
Yine turnalar geçer şehirden, gözlerine bakarım ve yine çocuklar düşer resimlere, duvarlara dağlara. Rüzgar düşer güzel yüzlü çocuklara, sözlerin yankılanır rutubetli odada. Üşürüm, korkulara sığınırım... Yüzüme çarpar hüzünler ,hüzünleri bulutlara saklarım, kara bulutlara .Ve çocukları alır kaçarım savaşsız dünyalara …
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.