Zaman geçip giderken
Geçip giden insanlar gördüm eller üstünde;
Geri dönmeyen!

Yine bir sela okunuyor işte
Bir yolcu hazırlanıyor beyazlar giydirilip
Kimdi! Neciydi! Kaç yaşındaydı?
Birikmiş sorular sorulur ardı ardına
Haktan gelmiştik ve yine ona dönecek değil miydik?

‘’inna lillahi ve inna ileyhi raciun’’

İşte yine korkularım galebe çalmakta sineye
Alnımda biriken boncuk boncuk ter,
Düşerken bir bir yanaklarıma,
Korkuya yenik düşer hasretim
Vuslat mı hezimet miydi akıbetim?
Ah yine düştü akla; acabalar!

Ya Rab!
Ya Rab diyerek başlar bükülüş
Bir iç sancısıyla, iç çekişle
Bir dua sökülür gönlün otağından
Ucu yanık mektuplar gibi itinayla
Mahcup ve boynu bükük
Umuttan kurdeleyle bağlanarak gözü yaşlı
Biraz kırık, biraz eksik, belki fazla
Neyi, nasıl söylemesi gerektiğini bilemeyen âşık gibi
İşiten; ‘’ Buyur ’’ diyerek mukabele eden sevgiliye sunulur;
Titrek dudaklardan dualar

Melekler amin der diller amin
Yağmur yağar, çağlar nurdan pınarlar,
Çağlayan gibi gönüllerde

İnşallah.