12
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
1817
Okunma

hoş geldin yabancı gönül evime
otur şöyle bir köşeye
biraz dağınık ortalık kusura bakma
elinle süpür at koltuğun üzerindeki anı kırıntılarını
varsın dökülsün yere
basarlar diye korkma
günahı çoktan alındı onların.
biraz bekle de perdeleri açayım
uzun zamandır güneş küs bu eve
pencereleri kirli sanma
silsem de acı lekeler kalmış
çıkmıyor
ama güneş de artık uğramıyor yabancı
ayağını kesti benden.
olsun..
en çok yağmurlarla arkadaşım bu aralar
o beni anlıyor
ben de onu
dinliyor beni be yabancı
öyle kulak arkası yapmıyor ha
harbiden ince ince çiseliyor üzerime anlattıkça onu
ıslak bir Nisan sabahının anlamını
en çok o biliyor
ne de olsa benim kadar yalnız
benim kadar kaçılır kendisinden
bir korunağa saklanılır
o sakin sakin dökülür bulutlardan
biliyor
biliyor ve anlıyor be yabancı.
hay Allah
duvarların da kusuruna bakma ne olur
her tarafı çentik dolu gün saymaktan
kendime çıkmayı yasakladığımdan beri
ha hapishane ha burası
farkı yok yani
çentiklere kanıp da kısa süreli sanma ha
müeebbet yedim bu sevdadan.
ne çok acı kokuyor içerisi değil mi
ama kızma bana
pencerelerimi açtığımda
denizin kokusu giriyor odama
ve onun kahrolası gözleri
çocuklar gibi şen sarılırdı bana
deniz şarkı söylerdi arsızca
bir martının göğsü gelir us/uma
taş sektirirken kana bulanan
kendi göğsümü saklamam o yüzden
o yüzdendir hep boğazlı siyah kazak giymem
yaralarım görünür
acırlar diye korkuyorum.
şeytan diyor
bırak dağınık kalsın ortalık
bir dejavu sanki hayat
topladıkça
eski dağınık halinden beter hale dönüyor.
gel şu tahta masanın başına çökelim
bir ayağı kırık sandalyeye ben otururum
alışkınım kırık yerlerimden düşmeye
zaten iki kadeh var bende
biri benim
biri gidenindi
kalıcıysan
alış artık bu hallerime
tam cümleler bekleme benden
hep yarım kaldığımdandır
üstü kapalı yarım cümlelerim.
ama dağınıklıktan şikayetçiysen
kapı orda yabancı
fazla şikayete tahammülüm yok
al selamını
usulca çek kapıyı ardından.
Ayvazım DENİZ