37
Yorum
47
Beğeni
5,0
Puan
3252
Okunma

kaypak suretlerinden hin oğlu hinlerin her kopuşta
başlamış olur sevaplara serüven kimse fark etmese de
bu öyle bir şey ki hayatın her kahpe günlerinden
tek tek intikam alınmaktır
ak ruhların görkemine her diz çöküşte
hayatın çirkinliklerini atarken bin bir gönle nurlar aktarmaktadır
sonrası mı sonrası feleğe kafa tutmaktır
ruhu Kur’ana verirken
koca bir ömrün pür pak olarak göklere yükselişidir ruhlar çekilirken
geriye kalan ne olsun ki yok oluş içine gömülür kötülüklerle
en güzeli benim diye girilirse kör nefisle ve hırs gurur ihtişamla et pazarına
fani aşkı ben yakalarım uğruna
oysa şehvete yönelmek Mecus bir ruhu doğurur iblisin ateşiyle
ve iblisle birlikte sırt sırta el vermektir cehennemin zebani siyle
yağmurların temizliyor yediden yetmişe dek tüm kirlerimi
rüzgarın da kurutuyorum ıslak olan bedenimi
k
a
ç
ı
k
olan kör nefsin aç gözlerine
i
n
a
t
tüm içimin içinin içiyle serildim meydana hak demini tutarak
bir gül görkemiyle
kansız ve arsız bülbüllere tahammülle geçerken anlar
uçuşup da dururlar Hakkın yap emriyle
kovanlarla bal üretirken arılar zikir ve birlik içinde geziyorlar
her halükarda öz nefsiyle dolanıyor kara kitaplı feleğin insanları
o nefsin fitnesi güzel gelmeseydi gözü aç insanlara
hiç Yusuf’u kuyuya atar mıydı öz kardeşleri
veyahut geçiciye duyulan heves için gerçekler hiç örtülür müydü?
ve de görkemli sayılan bir fani aşk uğruna bin şehvetin kucağına sığınılır mıydı?
tanımadığı görmediği ve hissetmediği bir huysuz şeklin
kuyruk cilvelerin de kalırken soluk soluğa
hiç bir korku ve kaygı izi de bulunamadı doğrusu doruğa
sanal dadısı elinden hiç düşmez ki çirkefliğe iletişimin de
ne sendekinin ne bendekinin bir temeli yok aslın da
hayale kapılması için fit lendiler iblislik yoluna
gurur kibir ve nefsi sinsice ne sokarken bağrına
biz aşkı yerde bulduk günahkar elmanın tam da düştüğü yerde
gitmedi bitmedi nefsi çektiren sihir bitmeyecek de
doymak bilmeyen gözün cebi mi kendimi dört nala gider
n
e
önemi var ki geriye dönüşü olmayan bir nesilde
bizim içimiz de hiç bulunmadı ki bir ihlaslı bir inanç aptalcasına
gizli geçitler yaptık ve gömdük gerçekleri hırpalayarak
bir aptal görünüşlü palyaço tavrıyla
gök kah ağladı sicim gibi yalvararak
kah uyardı halimizi temelden sallayarak
geceleri gündüze çevirdik de yattık gündüzün boşluğun da
çözmeseler de olur içimizde ki fetretimizi
biz hiç düşünmedik ki doğrul’ta bilelim yaşamımızı ve yöremizi
yok saydık iman tahtamızı nasıl olsa
has bildik hep boş koşuşturmayı hep icra ederek
bir kez de olsa almadık hiç kısadan hisse
insana oğluna ne cami yaradı nede kilise
de hadi girin bakalım şöyle bir hizaya gayri an bu an
tüm bu yapılanların karşılığı için girilecek makberin kapısından…
(01.04.2015) AZAP…
5.0
98% (47)
3.0
2% (1)