2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1055
Okunma
Acaba bu gece mi,
Yıldızların denize kayması?
Seni dilek ağacına kalbimle bağlıyorum.
Ah şu karanlığı demleyen gece nasıl bir ayrılık.
Nasıl da acılardan bir uçurum...
Düşününce geçmiş günlerden elenen geceleri;
Sensiz uyanmaktan korkuyorum...
Sinemde uyurken en kuytu ve puslu yerinde
Hazırladı kendini yarına aydınlık...
Bütün alemden bir ses yükseldi.
İsteksiz sessizliğin derinliginden zamansız,
Rüyaların içinden her şey dışarıya can attı
Uzakların o yolsuz sonsuzluğunda...
Geceler susmuş, sessiz ve ıssız.
Ay yalnız kalmıştı ilk defa,
Yarattığı aydınlığıyla o anda.
Şafak çark etti güneşe
Ve sisli dağlara...
Ahenkli gökkuşağı renklerini gösterdi,
Birbirinden ayrılan kuşların çığlıklarıyla
Fırsat buldu gökyüzü denizi sevmeye.
Kaybedenler birbirini yeniden buldular.
Döndüler ölümlü hayata tekrar ölçüsüzce...
Duygular el ele tutuşup yakalansınlar,
Yeter ki birbirinden hiç ayrılmasınlar.
Bundan sonra özlem yersiz ve gereksiz...
Dünyanın gecelerini artık bizler de yaşatırız.
Bu suretle o melek kanatlarıyla
Beni sana uçurdu geldik göz göze
Ve gece gökyüzü yıldızlarıyla,
Ölümsüzlüğün mührünü vurdu, güç verdi evrene...
Artık bu yeryüzünde her ikimiz
Yaşam ve ölümde biriz
Ve ikinci bir ölüm emri,
Bir daha hayattan ayıramaz bizi.
Figen ANAR
5.0
100% (4)