33
Yorum
68
Beğeni
5,0
Puan
2355
Okunma

gelme üstüme ey aşk
gelme!
gözyaşları kurudu çocukluğumun
soldu çehremin öksüz teni
habire utangaç düşleri öperken
eridi
eridi gecenin zemheri teri
küsüp sen bakışlı aynalara
ağaran saçlarımı tarayamadım
yırta yırta kazıyıp ruhumun isyanını
sen kokulu yastığıma sarılıp
yana yana ağlayamadım!
şimdi
derbeder coğrafyamda şarapnel parçaları
anadan üryan yasak duygularım
sınır ötesi kaçak sevişmeler
kırmızı bültene iliştirilen
baba’sız ve illegal kimliğimde
çocukluğumu haince vuran mülteci kareler…
göğüs kafesinde can çekişen yarı-çıplak matemim
korkularım...
ki en sığınmasız
en kimliksiz bir bedende
yüzbinlerce kâbusa gebe kinim
ellerim ve yüzüm ışıksız
söyleyin
söyleyin ben kimim?
gelme üstüme ey aşk
gelme!
satır aralarında kayboldum köhne dünyanın
sınama sabrımı n’olur
tam da şuramda
sırtımda binlerce dost kazığı
kulaklarımı yırtan ihanetin
en kör en sağır bıçağı...
yokuş aşağı emekleyen
ömrümün duran saatlerine
sarılamadan arşın yüzüne
kötürüm ayaklarım yalpalıyor
düşüyor
düşüyor kollarım gövdeme
sığınamıyorum annemin cennetine
bir bilinmezlikteyim çıkamıyorum
kaybolurken çaresizliğim saklambaç oyununda
saklandığım yerde kendimi
koşa koşa bulamıyorum!
ve
susuyor umutlarım çığlık çığlığa
koşamıyorum lastik ayakkabılarımla
bir çocuk ölüyor
kimsesizliğin kollarında
sayamadım
sayamadım kaç yıldır
flu gurbetin vatansız yollarında...
daha
daha binlercesi doğuyor yüzdüremeden kağıttan gemileri
rengarenk uçurtmalar kucaklaşamadan gökyüzüyle
gözlerimi siliyor annem
bir yürek kan kusuyor
bin yürek cehennem!
gelme üstüme ey aşk
gelme!
bülbülü olmayan hazanlardayım
kanadı kırık garip serçe
her iklimde sessiz
her mevsim yitik ve çaresiz...
nefti baharlara yeşillenemeyen bedenim
bozkırların pençesinde
güneşini yitiren iki göz
boncuk boncuk özlemimle
doya doya sıralanamadan tespihine
bakışlarımı ipe çekip
hüzünleri gömüyorum sineme
gelme üstüme ey aşk
gelme...
Nagihan ERGÜL
şiirime ruh katan Hasan Polat’a en kalbi teşekkürlerimle...
5.0
100% (58)