0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1085
Okunma
arkada çalan müziği hatırlıyor musun?
rutubet kokulu bir rus meyhanesiydi
yüzünü manastırın taş avlusuna devirmiş
meyhanenin alnında kocaman bir pencere
pencerede kasvetli bir gökyüzü
bulutlara gelince...
bulutlar sarhoşlara itinayla pay edilmiş
bulutlar koyu gri, iç sıkıntısının o kalın rengi
bulutların altında bir meydan
meydanın ortasında komünist bir iskemle
komünizmin tepesinde yoldaş vladko
elinde bildiriler, yüzünde demirden bir öfke
votka şişeleri, bir tabaka tütün ve komünist manifesto
ne anlatıyordu sahi yoldaş vladko?
“moskova sırtlarında devrim” diyordu, sibiryada sonsuz bir düzlük
“bu rahipler, ah bu rahipler!”
“rahipler soysuz, soyluların tanrısı yok”
adının baş harfi yok, ardı yoksulluk
yoksulluğun kara kışa benzediği dudakları
evvela kardeşliği halkların,
ardından toplumsal adalet
işçinin alın teri, ve ele emeği elbet
tüccarların alınıp satılabilir tanrısı sonra
Allah’ım beni affet, yoldaş vladkoyu da affet!
güç yetiremedik zalimin zulmüne
güç yetiremedik kalabalığa
gündüz dilencilerinden arındı sokaklar
arından deliler ve köpekler
nefes alıyor olmanın ortak zamanı
sonsuz demir, demir yolları, su yolları
havada buruk bir medeniyet kokusu,
medeniyet, petrol mavisi,
medeniyet, uzak akan kanın kırmızı rengi
gündüz dilencilerinden arındı sokaklar
geceleri kimler uyuyor kapı önlerinde
evlere dağıldı anneleri çağıran çocuklar
toprağın yüzünde üç tırnak izi
tekerlek yanığı, üç buçuk insan
fonda çalan müziği hatırlıyor musun?
ateşli silahlardan teşekkül bir yirminci asır orkestrası
önde piyade tüfekleri, gözü dönmüş askerler
süngüleri hazır can çıkarmaya
süvariler, tanklar, zırhlı tugaylar
ardından sahra topları, havan topları, uçsuz mayın tarlaları
ve tüccarların alınıp satılabilir tanrısı elbet
Allah’ım bizi affet,
Allah’ım! onları da affet
vurduk, vurulduk...
öldük, öldürdük...
diş geçiremedik yalnız zalimin zulmüne
5.0
100% (4)