“Sizden biriniz, kendisi için arzu edip istediği şeyi, din kardeşi için de arzu edip istemedikçe, gerçek anlamda iman etmiş olmaz.”
Böyle güzel bir düsturu ümmetine duyuran bir peygamberimiz varken başka rehberler aramaktaysak eğer, bizim imanımızın derecesini sorgulamak gerek. Ve, olanları da iman açısından değerlendirmek gerek.
Atalarımız: "Kork Allah'tan (Celle Celâlühu) korkmayandan!" diyerek her şeyden evvel Allah(C.C.)'a olan inanç ve teslimiyetin olması gerektiğini ne kadar güzel ifade etmişler.
Gerek kadın, gerek erkek olsun; insanlara "insan" olarak bakamayanlardan her türlü olumsuzluk beklenir.
Bugün geldiğimiz noktada insan olarak insanlığımızdan utanır haldeysek, kendimizi düzeltmeliyiz önce. Nefsimizi terbiye etmeli, "ben" demekten "biz" demeye, karşı cins demekten "insan" demeye, tahakkümden tesanüde yönelmeliyiz. Kurtuluş ancak böyle gerçekleşir.
Muhterem Halil Ağabeyim,
Sıhhatiniz ve huzurunuz daim, ömrünüz bereketli olsun.
Kalbî selâmlarımla...

Olaylara, bir başka cepheden bakmaya unutturulduk!...
Televizyon kanallarının pekçoğu, insanları huzurlu evlerinde rahatsız etmek için
yarışır duruma geldi.
Milletimiz, aile ocağı olan doğdukları mekânlardan, "geleceğim daha güvenli olsun"
diye düşünerek yoğun nüfuslu yerlere taşınmayı göze almaları;çoğu istenmeyen
olaylarla karşılaşmalarına zemin hazırlıyor...

1999 Yılı Depreminden beri bu görüşümü koruyorum...
Aç ve açıkta kalmadıkça, doğduğun yeri ve toprağı terk etme!.

Televizyonculuğun, bir bakıma, "mahalle dedikoducusu"na iş bırakmadığı;
Her türlü iğrenç olayı, evlere taşıdıklarını hepimiz biliyoruz!.

Nasıl ki, sokakta her karşılaştığımız insanla konuşmuyorsak, her televizyon
kanalını ve söyleyip gösterdiklerine de inanmamamız gerektiğifikrindeyim.

İnsanlar, her türlü haberle beyin yorgunu oldular!... bunu, dünyada en önde ve
ticâreti ile uğraşan yanılmıyorsam üç ana ajans pazarlıyor... araba modellerinin
gelecek üç yılın yeni modelleri şimdiden tam hazırlandığı gibi; dünyaya pazarlanan
yıllık haberler de bu araba modelleri gibi, proğramlandığı için ve bizler, olaya
çok yakından baktığımız için ana konuyu göremiyoruz.

Bu konuda genişçe yazdığım bir makâlem, Trabzon'un mahallî gazetelerinden
Türksesi Gazetesi'nde yayınlanmıştır(18 ŞUBAT 2003 Salı gün ve 8868. sayısının 6. sayfası)
(03.02.2008 22:40:21): http://www.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=9889


Son cümle: Türk Milletini, Orta Asya Türkleri ile birleşmesine engel olup, birlik sağlanmasını ve
dolayısı ile işi baştan bozmak amacı taşımaktadır. Kadın haberlerini, en ince ayrıntısına kadar
sınırsızca sunanlar; toplum sağlığı düşmanlarıdır!. Bu, bütün kavşak kazaları görüntüleri ve
diğer benzer, ruh sağlığı bozucu haberlerle birlikte iyi okunmalıdır.


Saygıdeğer Üstâdıma, hürmetle Selâm ederim.

kadiryeter Kadir Yeter. 07.3.2015 Kavakmeydan- TRABZON.

w.edebiyatdefteri.com/siir/907541/beseriyet-yoruldu
halilşakir Halil Şakir TAŞÇIOĞLU

Korkunç bir yıkıntıdır bu gidişat değerli dost şairim sayın Halil Şakir bey. Tüm toplmumuzu, milletimiz etkilendi, ama en fazla da kutsanması gereken nazik ve narin kadınlarımız bu yıkıntıların altında kaldı. Bir çok aydınımızda değerli ve düzeyli kadınlarımızın şiddetin hedefi yapıldığı kanati oluştu. Keşke bu konuda yanılmış olabilsek. Ama gerçekler o kadar açık ve çarpıcı ki; sizin çok anlamlı harika şiiriniz de bunu tüm açıklığı ve gerçekliği ile veciz bir biçimde anlatmış. Kadınlarımız!... sevgili can yoldaşlarımız... kader ortaklarımız.... çok uyanık ve cesur olmak zorundalar. Teslimiyetlere son derece ciddi ve direnç gösterecek devinimleri, gücü her zaman kötü niyetlilere, düzeysizlere, gösterebilmeliler.

Çokça saygım, esenlik ve mutluluk dileklerimle kutlayıp selamlıyoeum değerli kardeşim sizi. Kemal Polat