2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1302
Okunma

Bizim çocukluğumuzda mutluluk ucuzdu
Yirmi beş kuruştu şehir gazozu misal
Haber radyodan dinlenirdi cızırtılı
Ama pür dikkat
Sular berraktı alabildiğine
Vefa ahde vefa yabancı değildi bu kadar
Ninemizin verdiği akide şekerinin tadı çıkmazdı damağımızdan
Uzun zaman
Kış gecelerinde ocağımızda çıtır çıtır ateş yanar
Etrafında toplanırdık maile
Öyle yakındık ki birbirimize
Aramıza giren ne televizyon ne akıllı telefon vardı
Bire bir konuşur anlaşırdık dilimizle gönlümüzle
Oyunlar oynardık birdirbir uzun eşek çelik çomak
Topaç çevirirdik kaytanı parmağımıza bağlı
Kavgalarımız bile kardeşçe idi az sonra barışırdık
Saklambaçta sobelenirdik kovalamaca ile yarışırdık
Yani ucuzdu mutluluk kolaydı
Sevinmesek de vara yoğa
Bu kadar yerinmezdik şunu bunu alamadık diye
Böğürtlenleri çocuk ellerimizle kendimiz toplardık
Elimiz yüzümüz boyanırdı mutlulukla
Babamızın aldığı bayramlık ayakkabı başucumuzda yatardık
Sabahı sabah bayramı bayram ederdi gözlerimiz
Çamurdan arabalar yapardık çatlardı ellerimiz
Kargıdan atlarımız koşardı hiç yorulmadan
Bir de püfür püfür eserdi deniz yeli
Kapatmamıştı sahili devasa beton yığınları
Hasılı bizim çocukluğumuz güzeldi be hafız
Pahalı oyuncaklarımız yoktu lâkin
Kedimiz hanemizin içinde
Köpeğimiz avluda
Ne de güzel
Sürtünürdü şefkatle çocuk hâlimize
Annemizin ara öğünlerde
Elimize tutuşturduğu çomacın tadı
Yok hamburgerde
Ama bunu kimse bilmiyor bizden başka
Çomacın ne olduğunu da bilmiyorlar üstüne üstlük
Cehalet midir bu yoksa sonradan görmelik mi?
Koç Kahvesinin yerinde şimdi koca bir bina
Deniz çok uzaklarda beton yığınlarının ardında
Ne Naci emminin nefis çayları ne şehir gazozu var
Oyuncaklar suni
Mutluluk karaborsa
Ne olur sanki yine şehir gazozu yirmi beş kuruş
Denizimiz pırıl pırıl masmavi olsa.
Ankara,28.02.2015 İ.K
5.0
100% (3)