1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1738
Okunma

Takvimler döktüm mevsimler eskittim
Yüzümü kirleten sakallarım ağardı
Bekledim binlerce yıl
Her tende aradım seni
Her gülü kokladım
Her yüzü boyadım benzesin diye sana
Kaç geceyi yudumladım kaç sabaha vardım mecalsiz
Bir kez olsun çalmadın yüreğimi
Sana hasret mor çiçekli gözlerimi
Kanayarak illa kaynayarak öpmedin
Giydim deli gömleğini aşkın
Giydim de düştüm peşine
Ne baharda ne kışta
Gecede ve gündüzde
Ve dahi duldalarda
Rastlamadım benzerine eşine
Gün döndü aktı zaman
Kıblesini bir kez şaşırmadı gönlüm
Sunuldu altın kadehte muhteşem bir hayat
Aldanmadım tek bir kerre
Bu kepaze dünyanın doğan gününe
Varlığına ermek, kokunu dermek için
Süzüldüm surlarından içeri şehirlerin
Dolaştım yalın ayak bütün sokakları
Ardıma teneke bağladı çocuklar
Kankırmızı yanaklı bu çocuklar
Ağaç gövdelerine, buğulu camlara
Bizi hiç mi hiç yazmadılar
Kızılca kıyametim, kır çiçeğim
Ruhumu şimdi hallice anlarsın
Unutmak, unutulmak için
Kalbinden kazıyıp sevdamı
Kurulduğum tahtı kurutmak için
Dilinden koparıp eskiyen ismimi
Bozkıra direnen dilek ağacına bağlarsın
Yürümeden henüz beka ülkesine
Dinleyip hikayesini aşkımızın
Hıçkıra hıçkıra ağlarsın
5.0
100% (5)