Bir yastaydı adeta gökyüzü,
Kefen kuşanıp gezinen çocuklar,
Ölüm melodisi mırıldıyorlar/dı hep bir ağızda,
Yaşlı büyücü zehir emziriyordu bir bebeye,
Iblis seviniyordu,gelini günaha gebe diye,
Yaşasın kötülük diye nara atoyordu,
Saçı,başı dağılmış deli bir kadın,

Cehennem
Korsan/lar vardı çok can yakıyorlar/dı,
O Mahşer denizinde,
İsrafil cehennem borusu hazırlamış,
Kıyamet çalacak belki,
Ileti ibrişah olmuştu çığlıklar,
Yıldızlar asılı kalmıştı,
Tanrıların terk ettiği harabe bir değirmende,
Beyaz kararmıştı,
Her yer kap/karaydı,

Cehennem meyhanesi dolup,taşmıştı,
Bütün günah/kârlar bir araday/dı,
Kadehler kan dolu,
Yer,gök her taraf yanıyordu,
Zebâni/lerden kurlu işkence mangası,
Zülüm kırbaçlıyırlar’dı,
Günahkâr/lar caddesin/de,
Çığlıklar arşı sağır ediyorlardı,
Karanlık ve sessiz gecede,


Bir tabur Mahşer askeri vardı yüzleri maskeli,
Elleri coplu,
Bir sürü günahkarın kolunda tutup,ahiret trenine bindiriyorlardı,
Sonrasında treni közlü rayların üzerinde yürütüp,ateş dağına yolluyorlardı,
Bir çığlık eşliğinde gözden kayb oluyordu ahiret treni,

Ah benim,beni afaroz eden gri sevdam,
Ah benim,beni tarumar eden sürtük sevdam,
Ben her gece böyle rüyalar görmekteyim,
Içim her ne kadar sevaba yeltensede,
Ben hep günah işlemekteyim,

Mehmet Kılıçel