2
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1646
Okunma

Gül kokulu sabahların bir gününde
akıl ile ruh saf tutmuş gönül dergahında,
biri hüzün ile secdeye kapanır
diğeri şuurundan çivili dönmez dili,görmez gerçeği.
sevgilinin varlığı için cennetin yollarında
sürünür ulaşamaz ne sevgiliye, ne cennetine
bir hasatlık ki dermanı zehirde sanır uzanır elleri.
yüreği bir kuş gibi kabeden taşır saf sevgiyi sevgiliye
bazen nöbetleri olur hıçkırıklarla,karanlık odalarda ışığa hasret,
sağır gönüllere taş olup oturmak dileği ile
söndürür hedefine adadığı meş’alesini
artık meselesi. tutunacak dalı baki olandır.
çevresinde oynaşır renk cümbüşü ,vaat ederler niceleri ya ,
dünya hazını görmez mil oldu gözleri
vuslata tüm hasreti susuzluğu
sonu önceden belli rüzgar gibi geçen sevdaları
günahın perde deki yansıması hoş olur
ecel ile şarabın tadı haşa teraziye konur
bir vesvese ki başı döndürür
insan bu
sol yanında yitiriyor emanetini tüm sözlerini
kalbi yıkık sonsuza ermek niyeti ile
onarılmaz beşerin hamuru ile
nefesin değerine değer ölçenlere,
illet kapısına dayanınca çıkış yolu arayanlara
şafak sökülür hakkın arzı ile karanlığa üstünlüğünü gösterir
görmeyi dileyip,gönlünü sonsuzun takdirine bırakanlara
benim gönlüm doldu taştı ilelebet muktedir ile
beden dili sen iken, gerek yok anlamayanlara
dön dolaş çıktım,hakkın nur-u ilahisine
dileniyorum ki bir tutam af ola
...sessiz ÇIĞLIK...
5.0
100% (5)