2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1148
Okunma
I.
Islanmış insanlar üzülüyor
Sokak ortasında kırpılmış koyun yünleri
Cemal Bey bizi tanıyor musunuz?
Hüzünlerimizi çamaşır makinesinde yıkarız
Yıkarız ve biraz daha ıslanırız
Yaşıyorum
Bir öğle vakti sıcak biranın yaşlanması gibi
Göğsümde yeşeren umut sancıları
Sevgilim bu dağların sesini duyuyor musun?
İnce işlenmiş leblebi tabakları
Karanlık bir uçta kalan Cemal Bey
Buyurun oturun
Oturun ve biraz daha ağlaşalım
Vakit yatsıya geliyor saatleri parçalara ayırdık
Oturun ve biraz daha ağlaşalım
Bu hüznü biliyorsunuz
Ve bir devletin iflasına şahit oluyoruz
II.
Sizi uzun bir yolda yürürken görüyorum
Yahudi bir kahya sevgiyle konuşuyor
Aslında korkuyoruz biraz
Oradan oraya sürüklenen çiçekler
Kokluyorum ben
Peki siz?
Siz Cemal Bey
Bir çiçeğin sözgelimi koklanışı
Meşru bir perdenin geceyi kesmesi
Bandolar uykularımızın katilidir.
Komidinin üstünde işlenen çıplak kanaviçeler
Terliyorum
Terliyorum
Soğuk kış akşamında çarşı çıkışında karışan insanlar
Yalnızlıktan terliyorum
Cemal Bey bilinmez denklemlerinizin cevabıdır
III.
Benim çekmecelere sakladığım anımsamalarım var
Duş alışlarımız geliyor aklıma
Soğuk bir kış günü iki bin küsürler
Ölümün varlığını tartışan çocuklar
Yaşamak ne kadar zor
Soyunuyoruz
Soyuluyoruz gün geçtikçe yalnızlıktan
Isırılmış çiçekler kokluyoruz
Cemal Bey sizin adınız değişmeli
Yeni isminizi sırtınıza bıraktığınız yüklerle taşımalısınız
Adınız aslında Cemal kalmalı ama
Değişmeli, yaşanmış hüzünler gibi
Yalnızlık kan gibi yere akıyor
Pazardan aldığım mandalinalar
Sulu mandalinalar ve gözleri yaşlılar
Yaşı geçmiş umutlar
Birdenbire sessizlik korkusundan çıkıp geliyor
Yaşamak yalnızlığın soğuğunda
Ölüm aşkın ıslağında ve uykuda.
5.0
100% (2)