4
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1111
Okunma

kağıdın esareti bitmeden
kalemin sesini kıstım ilkin
az buz değil
göğün miktarınca sustum geceyi
kaygılı bir kayıktı gözlerim
kavgalı ellerimle çekiyordum sürekli kürekleri
deniz koşuyordu fısıltısını arkamdan
farkı yoktu geleceğin
posta kutusunda bırakılan mektuplardan
alamıyorum kendimi
içinde sesinden sen bulurum diye
her kelimenin önüne atıyordum kendimi
yine tozu dumana kattı içimde
mevsimini umursamayan aşk
hummalı saltanatını yetiştirdi
geldi kondu kavlini bağırarak kalbime
kımız içiyorum bir yanımla orta Asyalı kanımı
tutuyor
ateşi körüklüyor damarlarımda
atımın toynaklarında sayılı mesafeler
birikiyor
aşk kendini çekip çeviriyor
bir Leylalık koyulaşıyor yeniden
ol deyince olduranın takdiridir diyorum
peşinden akıyorum çölleri
mecnun kendini azad ediyor
yine sabahı kör uyandım
sevdalı ruhumun sayıklamalarıyla
hangi Leyla olsam karar kılamadım
kara kuru olup çölleri kavuran mı
yoksa aşüfte libaslar içinde endam eden
caddeleri dağıtan mı
ah leylası olduğum kays
çıkman için ortaya
daha ne kadar elma demem gerek