3
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1639
Okunma

Gölgesine tuzaklar kurulmuş uçurtmaların
Bir çift hayaleti oynuyor gözlerin
Sokaklarına ıslak hüzünler çöreklenmiş
Buruk bir his
O an bedenimde konuşan deli misafir
Ve ben bu gece
Hangi şarkıyı dinlesem
Biraz daha senin evin oluyor bu ev
Biraz daha sen kokuyor eflâtun yastığım
Biraz daha dur!
Kahvem soğurken öylece sehpanın sessizliğinde
Ben ısınıyorum tatlı bir meltem gibi ellerimle büyüttüğüm cennetinde...
Cennetin büyüyor senin
Kuralsız bir dünyanın ortasında, inadına ve serpilerek
Uzadıkça koyların
Çoğaldıkça hırçın denizimde, adaların...
Yeşillerime karışıyor gözlerinden savurduğun toprak bulutu
Yağmuruna kokumu bıraktığım
Dünün sahte koynundan
Çiçekler geliyor bir küçük özgürlük sandalında
Ben kâinata karışırken
Biraz daha dur,
Vurgun yiyen hülyalar yeniden dirilecek kalp semâzenimde!
Dönecek ve dönecek ayyaşlığında ruhumun...
Biraz daha dur...
Seni ölümsüz kılan bu ıssız yâr yurdunda
Yeni tatlar olgunlaşıyor kırık dallarımda
Tonları değişiyor nazende ve solgun yapraklarımın
Tutsak güllerimi uyuttum dün gece batan güneşin karanlığında...
Uyanmasınlar bilmiyorlar gittiğini!
Bülbüle gâm dokuma...
Kara kalem toprak olsun gözlerimde
Kirpiklerimin arasına kazdım mezarını
Belirledim sana okunacağı anı selanın...
Çaydan sonra kalan yorgun deminde
Yatsının..
Cömert ve tuzlu suyu altında gözpınarlarımın
Bahtiyar bir ölü olacaksın!
Yâr yurdunda!
Sadece biraz daha dur Aşk evimin minaresinde
Son kez şahidi olayım benimle nefes aldığın aynı rüyanın,
Can ardında yükselen beyaz kubbesinde...
5.0
100% (3)