0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1066
Okunma
Belki de böylesi daha iyiydi
Seni buraya bir rüzgar getirmişti
şimdi deniz kıyısında
ordan oraya savrulan çiçekli hasır bir şapkayı izliyorum
korumuştu uzun bir süre güneşten ve aşk’tan seni
böyle kurmuştum hikayeyi
dialogları acemice oldu ama yine de güzeldi
ıslaktı elbisenin etekleri hep kurumazdı hiç
kırık beyazdı
hiç unutmadım
sonra her gelişinde canlı bir insanmış gibi
gidip konuştuğun tozlu yoldaki o korkuluk
ne çok eğlendirirdi seni
kasabadan uzaktık kır yeri gibiydi yaşadığım yer
kumsalda boylu boyunca uzanırdık yan yana
konuşacak çok şey olmasına rağmen konuşmazdık saatlerce
ta ki önemli bi şey olsun olduğunda da yazardık kumlara
elin havada kalmıştı giderken göğe yakın duruyordun
o akşam üstü son kez gittiğimiz o akşam üstü
anlamıştım artık sensizliğin hiçliğini
hep aynı yerlere giderdik insanlardan uzak
büyülü bir dünya mıydı rüya mıydı kafamda kurguladığım
bir serüven miydi yoksa
dünya sinema sahnesi hayat iyi sonla biten bir film olsaydı keşke
senaryosunu kendi yazdığımı hatırlıyorum şimdi
o çocuk ben çocuk acımtrak tatlı bir rüya denizinde boğulmak üzereydik
yani iki kere sen bi ben hikaye ya o yüzden o dediğime bakma
bir gün bir sevgilisi çıktı geldi bekliyordum zaten
keşke öyle olsaydı daha kolay olurdu onu unutmak
bitti demiştim usulca bitti
anladım ki hepimiz yaşar gibi yaparmışız
oynarmışız kendi yazdığımız bir oyunu
giderken el sallıyordun elin havada kalmıştı başın göğe yakın
kanatsız bir melektin ara sıra gelip beni yoklayan
kimi zaman bir arı vıız vıız vızlayan dönen etrafımda
ya da bir durgun suda Nilüfer
çoğu zaman da dokunulmaya dayanamayan benekli bir kelebek
hatırladın sonunda
ıslaktı hep elbisenin etekleri kırık beyaz
Yüksel Nimet Apel
1/Ocak/2015/Perşembe/Ankara
5.0
100% (3)