10
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
1435
Okunma
hiç sebepsiz ve adressiz ve mecrasız ve menzilsiz bir efkâr..
sihir gözlüm! bakışında bin keramet,
depremlerinde sızgılara gebe bin dalım kırıldı.
ses vermeden bekledin yıllarca
hâlâ sevdada mısın
ruhun ölümsüz yanlarından sana bin selam.
güvercin kanadı kırık mı yüreciğin.
sen ağlayan mevsim; bengiz kahve köpüğü
gülşeni dergahına mı saklandın
çağıldar seni utangaç yanlarım.
günah kadar beyaz bir mintanla geldim sana.
senin karalarında boğulmak,
kalbimi havasız bırakmak
ve hiçte onulmaz yanlarından
bin renkli baldıranlar çıkarmak
galiba bana kalan sadece bu
yaşasın sana inat sana sevdalanmak
yaşayanlara inat
paylaşılan ölüm ve kara toprak kadarsın işte.
Sessizliğinin girdabında kaybolduğumda
bana mucizeler dokunur
Sen esmer yaldızlım, sen sen ağlayan kayam
bende ki dövülmüşlükleri ala bir geyik kadar esrarlı
ve yavru bir ceylan kadar azade eyle.
bak! dolunaylı bir ayaz var gecede.
ve ben seni uluyorum yine.
gel de ciğerim dağla.
ey yüreğimin zamansız şahmaranı!
gel ve devşir beni.
uzun ve kasvetli bir yolculuktur bizim sevdalarımız.
ve sanrılardan arta kalan garipliklerimiz.
hiç miyiz, neyiz kumru bakışlarında dünyanın
of esmer yaldızlım
kan kadar esaslıdır bilirim göz yuvarların.
dayansın hayatın kallavi tokatlarına yıkıntıların.
bil ki, bizde kurda gebe bin himalaya saklı
yedi kat derin.
uğursuz baykuşlara inanma sakın.
off esmer yaldızlım, ağlayan mevsimim.
nice kırmızılıklar atamadı seni yarlara bilirim.
hâlâ soluyan gururunda bir dilenci sessizliği,
yamalı esvabın bitli saçların
sana uğrak yanlarımı kamçılar.
yıldızlara kadar sesin estir gecelerime.
sessiz bir hicran gecesinde vurulayım sesinle..
5.0
100% (14)