4
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1260
Okunma

Bir lokma ekmek elimde dünümde kalan
Ve burnumda gögüslerinin duru doyuruculuğu
Ağzımda kör jilet dilim doğranmakta
Kızıla çekmiş kan kokar çıpl/ak tenim
Bana yağmur toprağa rahmet doğurmakta nisan
Her sonbahar az kahve rengiyle sevişmekteyken
Ben yalnızlığı kucaklıyorum şimdi
Aklımdaki pistte kelimeler yarışa dursun
Güneşin aydınlattığı yanım serpilip boy vermiş
Diğer yarısı küs bana yaşamın
Sen düşken çokta umurumdaydı yalnızlık
Rüzgârın kaçırdığı tütün kokusundaki aşk gibi
Kucağımda yalnızlığım
Ay ç/ağlayan gibi dök/ülüyor geceden
Köpük köpük hır/çınlaşan dalgalara
Ve açıp kıllı gögsümü hapsetmek geliyor içimden
Terk edilmiş bir koyda sandalım aşk korsanıca
Cesedimi girdaplarına sarıyor bermuda
Kucağımdaki yalnızlığı kullanarak
Simit müptelası ayyaş martı ihbarıyla
Atılıyorum Hiroşima’ya suçsuz insanlığımla
Çinko damlarında atom parçaları şehrimin
İn cin top oynuyor çocukların yerine sokaklarda
Tarihten evvel kelp sesleriyle irkiliyor usum
Gölgemden önce kaçıyorum kendi kendimden
5.0
100% (4)