2
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
2367
Okunma

Ve dost, dostun aynası olamadığı gün başladı her şey,
Suni bir iklim,
Suni yüzler ve ayna.
Karşımdaki sensen ya da bensem geri kalanlar,
Akıl ülkelerim boşa çıksa da
Gel demem bir olurdu gitmene.
Kime ne ki gitmen?
Ben senle gittim ve senleydim
Sensizlikten nefret etsem
Ne olacaktı değişen?
Dünya kömür gözlü.
Göz göz kömür ocaklarında kara sevdam,
İşlenir yanaklarına emeğin hamuru.
Hamurunda ekmeğin; aşk ve sevda var.
Ama sen ölemeyecek kadar kara gözlüsün.
Kapkara gözlerinde sükut eylemiş vakar.
Gözüm gözüne değsin ve ölümsüz olsun bahar,
Sen var ve ben de var.
İçimde bir sen, bana akar ve su,
Akarsuya değin içime akar.
Kızıl su boğazlarken ekmeğin hamurunu,
Sözlerime yaslanır, yas tutar.
Kollar passız, gönüller karadan ak,
Sözler sükuttan altın
Olsa da kaç yazar.
Şimdi sükut ortalık
Ve kanar
Kenarlarında avuçlarımın,
Son ezgileri vasiyetimin.
Beni karanlıkta anın
Ay sabaha karışmadan
Benliğimi sen sarar.
Meyvemiz olgunlaşmalı
Filiz filiz toprağa
Savrulandı sonbahar.
Ağaç sensin, kuş ve doğa.
Sonsuzluk benim kanatlarımda.
Gelme, çünkü meyvemiz olgunlaşmalı.
Eğer ben bir sevdaysam,
Sevdayımdır o kadar.
Emre GÜLBÜZ
01.12.2014
00.07
Münzevî