29
Yorum
34
Beğeni
5,0
Puan
3155
Okunma

ağzımızın açıklığı hepte kulaklarımızı okşuyor
öyle de şapşal ki
umut treninin o acıklı sesi karışıyor Sema’ya
yağmurun ıslata bildiği miktar
ve rüzgarın da izin verdiği kadar
gizemin derinliklerin de kalıp da susmalı mıyım ben
içimin kasvet yüklü hali
adeta bir cehennem ateşiyle kaynaştığı haldeyken
ne var-ne yok bir bak da gör ki hayatının deresi ne yöne akıyor
kökünün çıktığı mecrayı bilip tanımayan bir milletin
çocukları veya torunları da mutlaka hazin bir ağıt yakıyor
aptallığın taşına mı çarptı yoksa başımız
ne zamana dek sürecek bu tsunami’ye gömülmelerimiz
veya bir kezzap artığı olan pişmanlığa girmeler
bir bilip görseydin ya sen
kimsenin gücünün yetmediği bir cihanın tek hakimi olduğunu
her hal utanmazdın varlığından
ve bir Gökkuşağı renkleriyle Sema’ya hakim olduğundan
yüreğinin tüm mazlumlara ne kadar kucak açtığını da
öyle ki mahcupluktan çok sıkılırdın şu an ki davranışlarından
eyvah ki eyvahlar olsun şu karanlık içinde kalan ruhumuza
daha da kaç defa mancınıkla savrulacak günahkar cismimiz
iyi bir düşünde hatırla
bir zamanlar şaha kalkmış atların kükreyişine el pençeydi zaman
karıştır da göresin evrenin kahpe kuşaklı sandığından
neler nelerde çıkacak
gör ki gör de
nasıl da beyninden kıvılcımlar şevkle sıçrayacak
bu insanlar benim deyişte
çığlıkların da doğacaktır velhasıl özgürlüğün mehter marşları
kimdi
o kabrimizi niyetine göre ayıpta gizlice boyayan
garez ve kin dalgası çıkartırken o hain yüreği
bir son çiziyor ülkemin tuvaline
bizlerde hep günü birlik meşgalelerin içinde
kalıp durdukça sorumsuzluğumuz vurdum duymazlığı ile
her şeyin taşı oynuyor yerinden
ey diz bağlarından çökertilmiş ve kafasına torba geçirilmiş mahkum
şimdiden kuzu kuzu teslimiyetin niye
tekrarı olamayan umutlarını mı yerlere gömdün ki
bana biz yeniden yeşerir miyiz diye sakın ha sorma
belki aklı olan günün birinde bir el atar bayrağa
belki de mirasını dahi reddettiğin
o ellerinden öpülesi ve minnettar olduğun atalarının gelişiyle güneş doğacak
haya edersen belki o zaman ancak
o anda mı kendine geleceksin
peki sen geleceği bu halle mi göreceksin
de hadi...
bir nefeslik yol al uzak mesafelere hiç aldırmadan
hadi hurafe kokulu yönetimleri at sırtından
titre de kendine gel artık
ve hiç değilse bu defa dosdoğru seç eşini dostunu
dost ve düşmana karşı birleş ki kardeşlerinle kaybetmeye sin postunu
bak işte o nur ışık nah orada
ne vakit ona doğru koşarsan o zaman ancak ki
belki de sen yakabilirsin kızıl elmaya giden yolun meşalesini
kim bilebilir ki
belki de o şanlı mazidir ancak o kurtarabilecektir senin atini
kim neyi nasıl bilebilsin ki…
(16.11.2014) AZAP…
5.0
100% (35)