0
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
946
Okunma
kahvehanede vakit öldürüyorduk
kabaca bir iki veya üç pencere sonra
beyaz ışıklardan kaldırımlara vuran
o dayanılmaz boşluğun kendi dilinde
söylediği şarkılara eşlik edip
göğün maviliğinde yola koyulduk
biliyorum
benim için bir anlamı olacak günün
akşamın içinde veya değilsek bile
şimdilik
yaşananları bir fotoğrafa sığdırmak mümkün değil
yinede pozlar kesildi
baktık mı bakmadık mı bilmiyorum
sokak satıcılarının olmadığı bir vakitti
gemiler uzak dursun gecelerimizden
desek de
perdelerde eski üsküdar deseni
denize nazır huzur
kayığa bindirip hepimizi karşıya geçirdiler
bulutlar denize dökülüp durdu
korku ve dalga aynı anda unutulmuş
bir hasretin kucağında buldu kendini
sarılıp yalvardım kıyılara kadar
ayağımda dönen telaşa
gülen yüzler aldırışsız sarıldılar boynuma
üzülme milyonda bir gitmez bazen
yolunu şaşırıp bir şeytanın eline düşebiliriz
ne çıkarsa bahtına deyip
gülümsediler hep bir ağızdan
gülüm sende derken adalar
beyaz evleriyle sulara değen mor çiçekler
sonra faytonlar kişnedi arada bir
ay yüzünü dağıtıp konuştu gece
sabah olana dek bizimle.