5
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
2050
Okunma

*
buralarda yağmur yağıyor yine
kaldırımlarda şimdi ıslanmış hatıralar
silinemeyen bir yanı var ki
zaman geçip gitse de üzerinden
silinmiyor işte gözyaşları
hepsi yerli yerinde
bir köşe başında rastladığın
bak ! , şu haylaz çocuklardan biriydim ben
ya da bu gün kayıp çocukluğum
eskimiş siyah beyaz bir resim karesi
heder olmuş bir ömrün
henüz ölüm öncesi
bir kuyu’nun en derininden
gökyüzüne ne kadar bakabilirsin ki
el kadarcık görüş alanında
yine de hayal edersin evreni
sonra illa ki , kapatır gözlerini birileri
kendince şefkat dedikleri biçimde
sendeki karanlık kuyu
ne yazık ki onların acizlikleri
gölgesine düşkün karanlığın
delik deşik ruh derinlikleri
ayaz düşmüş her yere bak!
üşüyen elleri bilekten kesilmiş
kanı çekilen nice şiir
çekici gelir birilerine de
sürünür yerlerde
uçuşan sonbahar yaprakları değil
akla ziyan düşkünlerin boşvermişlik’leri
hayatların üstünde karabasan perdesi gülüşler
kendi yaşam filminin tek karesini dahi
kendisi çekememiş zavallılar
ve tüm dünyada insanlığın dışladığı
algısı yabancılaştırılanlar
arkasından gülenlerin kahkahalarıyla
gün gün dayanılmaz acısını soğan ekmek arası yapan
yok farzedilenler ki
maden ocaklarında
ya da görev denilen bir işin başında
yorgun ömürlerin hain kurşunlarla bağlandığı
örtüleri ne baş örtüsü ne türban
saçları kazınmış nice can çekişirken
onkoloji servislerinin karanlıklarında
bir sonraki ziyaretlerinizde artık göremeyeceğiniz
hiç gitmez ki gözlerinizden solgun yüzleri
oysa yaşayabilmeli dediğimiz nice can vardı
gelip geçtiler içimizden
öylesine hüzünlü bir sonbahar hikayesiyle
karanlık tı , biz hiç birisini de göremedik
görebildiğimiz , yalnızca o karanlığa örtülen
ne türban ne de baş örtüsü
ihanetin perdesi çekilmiş
yazgısı ölüm
gerçeği kullanılmışlık olan
şimdi ayrılan yollarda
elden çıkmış hayatların
adı konmamış gizli şerefsizlerin
böl parçala yok et amaçlı
coğrafyalarından alınmış
ve sonra terk edilmiş sahillere fırlatılıp atılan
bir büyük ihanete piyon edilmiş şerefsiz " şah" ların
heder olan atıklarıydı yalnızca …
Mert YİGİTCAN
04 . 11 . 2014
istanbul